-1-

717 19 8
                                    

Zeynep'ten

Doğan yeni güne gözlerimi açtığımda gülümsedim. Bugün üniversite için İstanbul'a gidecektim. Yıllarca çalışmış ve sonunda hayalimdeki bölümü kazanmıştım. Aylardır üniversiteye gidecek olmanın heyecanı içindeydim. İstediğim bölümü istediğim şehirde, kendi başarımla okumak kendimle gurur duymamı sağlıyordu.

"Kızıım, hadi kahvaltıya!" dedi annem. Bugün kahvaltımı üniversiteli bir kız olarak yapacağım. Heyecanlıyım.

Aklımdan geçenlere kendi kendime güldüm. Görmemişin üniversitesi olmuş.

Hemen üzerimi değiştirdim ve saçlarımı atkuyruğu yapıp odadan çıktım.

Hemen üzerimi değiştirdim ve saçlarımı atkuyruğu yapıp odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merdivenlerden hızla indim. Biraz fazla hızlı inmiş olacağım ki birkaç kez düşme tehlikesi geçirdim. Sağ salim kahvaltıya indim neyse ki. "Günaydın Yılmaz ailesi!" dedim büyük bir enerjiyle.

"Günaydın prensesim." dedi babam.

"Günaydın güzelim." dedi abim. İkisine de gülümseyerek hayali bir öpücük gönderdim ve anneme baktım. Sesi soluğu çıkmıyordu. Birden gözleri doldu.

"Anne?" diyerek yanına gittim. "N'oldu? İyi misin sen?"

"İyiyim, duygulandım sadece birden." dedi neredeyse duyulmayan sesiyle.

"Neden ki? Sizi terk etmiyorum ya, sadece İstanbul'a gidiyorum. Siz gelirsiniz, ben tatillerde gelirim. Sık sık görüşürüz zaten." dedim kolunu sıvazlayarak. Bir yandan da çoktan annemin yanındaki sandalyede yerimi almıştım. Annem solumda, abim annemin karşısında ve babam da masanın başında oturuyordu.

"Tabii görüşeceğiz ama annelik işte. İlk defa bu kadar ayrı kalacağız birbirimizden."

"Ben yurt dışına tatile gittiğimde de ayrı kalıyorduk oysa ki..." dedim alaylı bir şekilde. Tabii ki ciddi değildim çünkü o tatiller en fazla bir hafta, taş çatlasın iki hafta sürüyordu. Şimdi ise yılın çoğunu İstanbul'da geçirecektim.

"Deli kız!" dedi ve gülerek hafifçe koluma vurdu annem. O gülünce ben de güldüm ve ona sımsıkı sarılıp saçlarından öptüm.

"Annelerin bir tanesi ya bu!" diyerek yanağından kocaman öptüm ve annemin gülüşleri eşliğinde gözlerimi masaya çevirdim. Keyifle kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltı boyunca şirketteki bir iki iş hakkında, benim üniversitem hakkında ve bavuluma koymam gerekenler hakkında konuşulmuştu. Bavul konusu annemden çıkmıştı.

Kahvaltımı yaptım ve direkt odama çıktım. Çantamı ve bavulumu hazırlamaya başladığım sırada annem odaya girdi. "Neler koydun bakalım?" diyerek yanıma gelmiş ve bavulumun yanında yerleştirilmeyi bekleyen kıyafetlerime bakmıştı. Kıyafetleri bavula yerleştirmeme yardım etti. En son ben de el bavulunu hazırladım. İçine birkaç bakım ve makyaj malzemesi ve bunlar gibi ıvır zıvırları koydum. O da bittiğinde el bavulunu odamın kapısının yanında duran bavulumun üstüne koydum ve kol çantamı elime aldım. İçine telefonumu, kulaklığımı, şarj aletimi falan yerleştirdim. En son odaya şöyle bir göz gezdirmiş ve alınacakların hepsini yanıma aldığıma emin olmuştum. "Hadi ben çıkayım da sen de giyin, sonra da çıkarsınız abinle." dedi annem. Ona gülümseyerek başımı salladığımda odadan çıkmıştı. Uçak yolculuğu için üstüme rahat bir şeyler giydim ve saçımı bu sefer saldım.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin