-23-

94 5 1
                                    

Zeynep'ten

Hayat çok kısa. Hayatım boyunca hep bunu düşünerek verdim kararlarımı. Bir gün hepimiz öleceğiz. Belki de her şey için çok geç olacak o zaman. Hayatımız boyunca yaşadıklarımız tecrübe olarak birikir ceplerimizde. Yaşamadıklarımız, yaşayamadıklarımız ise keşke olarak. Şimdi yine soruyorum kendime. Hayat çok kısa. Bunu biliyorsun. Peki sen pişman olma ihtimalin olmasına rağmen tecrübe biriktirmek ki istiyorsun yoksa keşke biriktirmek mi?

Kesinlikle tecrübe.

"Tecrübe." diye mırıldandım birkaç saattir uyanık olmama rağmen aynı şekilde yatıp, kendimle konuştuğum yatağımda.

Sesim kısık çıkmıştı ama Kader duymuştu. "Efendim?" dedi. Birden irkildim. Kader ne zaman uyanmış ki?

Yattığım yerden doğrularak Kader'e döndüm. Bunu onunla paylaşmalı mıydım? Yoksa bana mı kalmalıydı? Şimdilik bana kalsa iyi olurdu.

"Yok bir şey ya. Öyle kendi kendime konuşuyordum. Ailemi özledim biraz. Abimi falan." Evet düşündüğüm şey bu değildi ama bu da yalan değildi. Çok özlemiştim ailemi. Kafam o kadar doluydu ki şu günlerde onları hiç arayamamıştım. En çok da abimi özledim. Abimle farklı bir bağımız var. Onu her şeyden çok seviyorum.

"Haklısın. Ben de çok özledim." dedi Kader.

"Ben bir abimi arayayım ya." deyip komodinimin üstündeki telefonuma uzandım. Birkaç dakika sonra abimin neşeli sesi doldurdu kulaklarımı. Şu an düşündüğümden daha da fazla özlediğimin farkına vardım.

"Alo? Prensesimle mi görüşüyorum?"

"Evet. Siz de prens olmalısınız."

"Eh, genelde öyle derler."

"Çok mütevazısın." dedim ve abimle birlikte güldük.

"Ee nasılsın cimcime, ne yapıyorsun?"

"Ne yapayım işte, uyanır uyanmaz seni aradım."

"Rüyanda mı gördün beni?" dedi hafifçe gülerek.

"Hayır, maalesef." Aslında rüyamda birini görmüştüm evet ama gördüğüm kişiyi arama şansım yoktu. Keşke olsaydı.

"E olsun bir dahakine artık, üzülme." dedi abim ve yine gülüştük.

"Abim, seni çok özledim." dedim duygulanarak.

"Ben de seni çok özledim prensesim."

"Keşke sarsılabilseydim şu an sana. Şöyle en kocamanından." derken gözlerim dolmuştu.

"Ah sen bir de bana sor. Neyse, sarılıyormuş gibi düşüneceğiz artık. Şöyle en sımsıkısından."

"Evet. Düşüncelerde sarılmak zorundayız şimdilik."

"Hayırdır, sana bir şey mi oldu sarılma ihtiyacı falan duyuyorsun?" dedi abim. Beni çok iyi tanıyordu. Ne zaman kendimi kötü hissetsem abime sarılmak isterdim. Ona sarılınca her şeyi unuturdum. Her şey geçmiş gibi hissederdim.

"Yoo, bir şey olmadı. Özlemden sadece."

"İnanıyorum bak?"

"İnan inan. Valla iyiyim."

"İyi hadi bakalım."

"Sen ne yapıyorsun?"

"Sabah erkenden uyanıp arkadaşlarla biraz basketbol oynadık. Şimdi de eve geldim, duş alıp, giyinip holdinge geçeceğim."

"Hmm, iyiymiş."

"Sen gelince seninle de basketbol oynayacağız ona göre. Üniversiten nedeniyle kısa bir ara verdik sadece." Abimle her hafta sonu sabah erkenden kalkıp evimizin yakınındaki basketbol sahasında maç yapıyorduk. Bu ikimiz için de kafa dağıtma, dinlenme molasıydı. Birlikte vakit geçirmekten zaten çok büyük bir keyif aldığımız için bu maçları yaparken de inanılmaz eğleniyorduk. Sırf bu maçlar için hemen haftasonu gelsin istiyorduk.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin