Zeynep'ten
"Zeyneep! Zeynep!" Kulağıma Kader'in ısrarlı çağırışları gelirken gözlerimi yavaşça araladım. Gözümü bir santim açmamla kapamam bir oldu. Perdeler sonuna kadar açılmış, dışarının bütün aydınlığı gözüme vuruyor. Kör olacağım güneşten.
"Efendim Kader?" dedim sağ kolumu gözlerimin üstüne koyarak.
"Ya kaç saattir uyuyorsun, sıkıldım. Uyansana. Tamam sen uyumayı seversin. Ama bu kadar da uyumazsın. Yoksa bir şey mi oldu?" Birden gözlerimi açtım.
"Kader sen neden okulda değilsin?" Yatakta oturur pozisyona gelerek Kader'e dönmüştüm.
"A-ah, pardon da sen neden değilsin? Alçın da çıktı." Doğruydu. Ben neden okulda değildim?
"Biz neden okulda değiliz?" dedim endişe içinde. Kader bu halime gülerek cevap verdi.
"Korkma korkma, haftasonu ya bugün. O yüzden okulda değiliz." Aldığım cevapla yüzüm düştü. Kendimi öylece yatağa geri bıraktım. Zaman kavramım altüst olmuş.
"Bugün onu göremeyeceğim." diye mırıldandım.
"Ne?" Kader mırıldandığım şeyi Allah'tan tam duymamıştı. Hemen kendime geldim.
"Yok, yok bir şey. Önemli bir şey değil." diyerek toparlamaya çalıştım. Ama toparladım mı yoksa dağıttım mı ondan pek emin değilim.
"Zeynep, bir şey olmuş. Anlat bana ne oldu?" Kader bana en sevecen bakışını attı. Bu bakışı görmemle derin bir nefes verip her şeyi anlatmaya başladım.
"Kader, bana bir şeyler oluyor." dedim üzgün ve tedirgin bir şekilde.
"Ne oluyor?"
"Bilmiyorum. Ben Kerem'den hep nefret ettim. Siz de şahit oldunuz. Onun hakkında bu zaman kadar ne düşündüysem anlattım size. Hiç sevmiyordum onu. Ama şu son 1-2 hafta her şey çok garipti. O yanımda olduğunda sebepsizce mutlu oluyorum. O yanımdan gittiğinde de üzgün. Dün ayrılırken o kadar zorlandım ki. Keşke bu bir hafta hiç bitmeseydi dedim içimden. Bana ne olduğunu anlayamıyorum Kader. Kafamın içindeki bulmacayı bir türlü çözemiyorum. Ben bu hissi tanımıyorum galiba. Ben ne hissediyorum? Bu hissettiklerim ne? Bana ne oluyor?"
"Aşk oluyor." dedi muzipçe bir gülüşle ve omuzlarını silkerek. Bu dediğiyle gözlerimi fal taşı gibi açtım. Korktuğum başıma gelmişti. Aşık olduğum fikri benim de aklımı kurcalayan bir şeydi tabii ki. Fakat olamazdı. Olmamalıydı. Ne ara olacaktı?
"Saçmalama Kader. Olmaz öyle şey."
"Ay neden olmasın? Siz düşman ailelerin çocuğu musunuz? Sen aşiret kızı mısın nesin? Neden olmaz?" Kaderin isyanıyla birlikte bakışlarımı yorganıma çevirdim.
"Çünkü ben onu sevmeyi hiç düşünmedim. Hep nefret etmeyi bildim ondan. Sevmeyi bilmem ki."
"Canım arkadaşım, insanlar değişir. Duygular değişir. Sen bir insandan dün nefret ediyordun diye bugün de nefret etmek zorunda değilsin ya. N'olmuş sanki Kerem'e aşık olduysan?"
"Kader bak şu aşk kelimesini kullanma sinirim bozuluyor." Yıllarca nefret ediyorum diye sayıklayıp durduğum çocuğa iki haftada aşık olarak tükürdüğümü yalamak hoşuma gidecek bir şey değildi tabii ki.
"Ya Zeynep bu çocuk sana ne kadar iyi davranıyor görmüyor musun? Sırf ayağın alçıda diye sana yardım etmek için bir hafta boyunca yurtta, burada kaldı, yer yatağında yattı çocuk. Yok ben şöyleyim yok ben böyleyim diyerek kibirlenmedi. Her gece yattı o yer yatağına. Yatmadı mı?" Kader'le yeniden göz göze geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Oyunu
RomanceAnnesinin evlenmesini istediği çocukla okulda karşılaşan Zeynep'in hayatı bir daha eskisi gibi olmadı.