-28-

99 7 4
                                    

Zeynep'ten

Gözlerimi tam olarak yüzüme yansıyan güneş ışığına meydan okurcasına açtığımda aklımda gece gördüğüm rüya vardı. Rüyamda Akın Hoca yaptığımız maketi çok beğenmiş ve bizi tebrik etmişti. Rüyaların tersi çıkar derlerdi değil mi?

Bittik o zaman.

"Günaydın." Kader'in sesini duymamla bakışlarımı ona çevirdim.

"Günaydın. Neden uyandın?" diye sordum. Saat daha erkendi.

"Bilmem, kendi kendime uyandım. Arada olur bana böyle. Sen neden uyandın asıl? Senden beklenmeyen hareketler bunlar." dedi ve güldü.

"Ben de kendi kendime uyandım. Garip ama gerçek." Kader dediğime gülümserken aklıma yine rüyam geldi. "Kader, rüyamda ne gördüm biliyor musun?"

"Ne gördün?"

"Akın Hoca maketimizi çok beğeniyordu ve bizi tebrik ediyordu."

"Ne güzel, inşallah öyle olur." dedi ve gülümsedi.

"Rüyaların tersi çıkar derler." dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Ay Zeynep inanıyor musun gerçekten buna?" dedi Kader yüzünü buruşturarak.

"Ya hayır, inanmıyorum ama işte durum ciddi olunca insan bir düşünüyor."

"Düşünme. Nasıl niyet edersen öyle olur. Sen o sunuma tıpkı rüyandaki gibi hocanın beğeneceğini düşünerek gir, öyle olsun. Kafanda bitirme her şeyi. Hem hoca beğenecek bak ben hissediyorum."

"Öyle mi diyorsun?" diye sordum umutla.

"Öyle diyorum. Ayrıca maket çok güzel oldu. Beğenilmeyecek gibi değil ki."

"Evet ya, gerçekten harika oldu. Siz olmasaydınız bu kadar hızlı yapamazdık." dedim.

"Zeynep bir daha teşekkür etmeyeceksin değil mi? Çünkü iki gündür zaten yeterince ettin."

"Ama teşekkür ederim." dedim masum bakışlarımı kullanarak.

"İnşallah son kez ediyorsundur."

"Söz veremem." Ben gülerken Kader bana önce ters ters bakmış, sonra o da gülmeye başlamıştı. Tam o anda alarmlarımız her sabah olduğu gibi aynı anda çaldı.

Kader ile yüzümüzü aynı anda buruştururken Lüba kirpiğine takılıp yüzünü kapatan saçlarıyla doğrulup konuşmaya başladı. "Allah rızası için biri şu alarmları kapatsın, aşağı inmeye üşeniyorum." Kader ile kahkaha attıktan sonra Kader kalkıp Lüba ile kendi alarmını kapattı. Ben de komodinimdeki telefonumu elime alıp alarmımı kapattıktan sonra bir mesaj geldiğini gördüm. Kerem'den.

Kerem: Günaydın. Okula beraber gidelim mi?

Ne?

Kerem: Yani çocuklar ve kızlarla, hep birlikte.

Kerem'in attığı ikinci mesajdan sonra ne demek istediğini anladım. İkimiz beraber gidelim diyor sanmıştım. Öyle bir şey deseydi tabii ki reddederdim. Sebebi malum. Sevgilisi.

O kız aklıma gelince gözlerimi kapatıp düşüncelerimi dağıtmak istercesine başımı iki yana salladım ve sonra da gözlerimi açıp kızlara döndüm. Lüba yatağından yeni iniyordu.

"Kızlar." dedim. İkisi de bana döndü. "Kerem mesaj atmış."

Lüba'nın az önceki alarm cümbüşüyle açılmayan gözleri şimdi fal taşı gibi açılmıştı. "Ne yazmış?" dedi meraklı meraklı.

"Önemli bir şey yazmamış. Okula hep birlikte gidelim mi diye sormuş." Lüba'nın gözleri anında normale döndü.  "Ne yazayım?"

"Olur yaz. Birlikte gidelim ne olacak ki? Tabii senin için de uygunsa. Yani sabah sabah Kerem'i görmeyeyim dersen anlarız." dedi Kader.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin