𖥸'25

402 33 0
                                    

Tabii ki dileğim oracıkta gerçekleşmemişti. Amelia, kralın önemli işleri olduğunu, daha sonra bana zaman ayıracağını falan söylemişti. Biliyorsunuz gereksiz zırvalıklar işte. Her neyse. Bu süreç içerisinde kendimi malikaneye kapatmıştım. Tabii bu duruma kalbim kırılmıştı, çünkü sen kalk kocaman adamın bebeğini taşı, ama o işlerim var, deyip ilgilenemesin. Gerçi bir tarafım, ağır basan tarafım tüm suçu Amelia'nın üzerine atıyordu. Ona göre, Amelia, kafası karışmasın diye abisine haber vermemişti. Bunlar sadece düşüncelerdi, sadece düşünceler.

Odamda kocaman pencerenin yanına kıvrılıp oturmuştum. Bacaklarımı kendime çekmiştim. Dışarıyı izliyordum. Birazdan yağmur yağacaktı sanırım. Hamileliğimi öğrenmemin üzerinden beş gün geçmişti. Ne gelen vardı ne giden. Samuel bile hâlâ Dorian ve o kampla ilgileniyordu. Onlarla benden fazla ilgileniyordu... Bu da biraz kalbimi kırdı. Sanırım son günlerde her şey kalbimi kırıyor. Gözlerimi kısarak etrafı izlemeye devam ettim. Bu sessizlik beni huzursuz ediyordu. Sanki fırtına öncesi sessizlikti.

Kapım çaldığında, derin nefes alıp, kafamı o tarafa çevirdim. "Gelebilirsiniz." Ayağa kalkmak için yeltendiğimde kapı çoktan açılmıştı. Kontes, yani halam Katerin önümde dikiliyordu. Eteğimdeki kırışları düzelttikten sonra doğrulup halama baktım. Belini dik yapmıştı, yüzünde ise sert bir ifade vardı. Üç gün önce girdiği şaşkınlıktan uyanabilmişti. Bu çok saçmaydı. İki kardeşin de -babam ve halam- ciddi sorunları olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Halam, ondan korktukları için titreyen hizmetçilere soğuk bir bakış attı. Hizmetçiler anında ortadan yok olmuştu. Kafasını bana çevirdiğinde umursamaz gözlerimi kadının güzel yüzünde dolaştırdım. "İyileştiğinizi görmek beni mutlu ediyor."

"Gerçekten mi?" Kaşlarını kaldırdı. İnanmıyor gibiydi.

Aslında pek değil. Yani nötr gibi bir şey. "Öyle, sonuçta halamsınız, kontes."

Halam fazla konuşmayıp kanepeye doğru yürüdü. Kanepeye oturup gözlerini bana dikti. "Kral sana evlenme teklif etmiş, öyle mi? Ve sen de aptal gibi reddetmişsin."

Halamın yanına gelip önündeki kanepeye geçtim. "Buraya kadar hata yok." Kaşlarımı çatmıştım, devam etmesini bekliyor gibi, bir durum oluşturmuştum.

"Sen gerçekten..." Yüzünü buruşturdu. "...bazen gerçekten annene benziyorsun." Gözlerimin içi parladı. Evet, eğer anneme benziyorsam bu beni aşırı mutlu ederdi. Mümkünse sizden hiçbir genetik almamış olmayı diliyorum. Sonunda yüzündeki buruşma silindi. Gözlerini aşağı dikti. "Kralla evleneceksin." Gözlerini kaldırıp gözlerime baktı. "Senin için en doğru olan bu."

"Benim için mi?" Geriye yaslanıp ellerimi birleştirdim ve bacaklarımın üzerine koydum. "Kulağa şahane berbat bir fikir gibi geliyor."

"Kral," dedi kafasını sağa eğerek, "en mükemmel aday. Hatta veliaht prensten bile."

"Joseph'le ilgili böyle konuşmanız ne acı." Yüzümü sahte bir üzüntü ifadesi kapladı. "Kalbim, krallığımızın ışığına bunlar demenizi kaldıramaz."

Halam dudaklarını aralayıp konuşacakken kapı çaldı. İç çektim, sonunda bu işkenceden kurtuluyordum. Gözlerimi kapıya diktim. Hizmetçi onay aldığında içeri geçmişti. Hizmetçi kız baş eğdi. "Majesteleri, Karanlık Krallığının kralı geldiler, efendim. Sizi bekliyorlar." Ani bir hızla halamla gözlerimiz buluştu. Nefes almakta zorluk çekiyordum. O buradaydı, o gelmişti. Kaç gündür bekliyordum ve umudum tamamen bitmişken o gelmişti. Derin nefes aldım. Şimdi heycanlanmamam gerekiyordu. Gözlerimi kapatıp kendimi dizginlemeye çalıştım. Yapabilirsin, Jasmin, sen en iyisisin.

Ayağa kalktığımda halamın sesini duydum. "Böyle buruş buruş gitmeyi düşünmüyorsun herhalde? Kral evlilik teklifini direk unutur." Üzerime baktım. Elbiselerim gerçekten ilgisiz duruyordu. Ne de olsa sıradan bir öğlendi? Gerçi böyle bile güzeldim. "Hemen refakatçi Joy'u çağırın." Halamın gözleri hizmetçiyi buldu. "Leydiyi mükemmel yapmalıyız." Bir dakika? Buna gerek yok. James beni kendisi için bu kadar özenmiş halde görmesin! Bunu istemiyorum. Tam kaşlarım çatılı halde dudaklarımı açacakken halam beni üsteledi. "İtiraz istemiyorum." Gözlerindeki otorite canavarına şimdilik meydanı bırakmıştım. Hem biraz özenmekten zarar gelmezdi.

Büyülenmiş ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin