𖥸'42

336 26 0
                                    

Jasmin

"Artık bir karar verdim!" Prenses Amelia elini alnına bastırmış konuşuyordu. İç çektim. Prenses Karen ve beni buraya çağırıp yeni düşüncesinden bahsedecekti. "Gece boyu düşündüm ve sonunda prens Esteban'ın benden hoşlanmasının yolunu buldum!" Kendisinden gurur duyan bir ifadeyle bize bakıyordu. "Kaçan kovalanır." Amelia'nın odasında kanepelerde oturuyorduk.

"Nasıl yani?" Karen gözlerini bana dikti, ardından yeniden Amelia'ya bakıp sorusuna cevap bekledi.

Amelia derin nefes aldı. "Ondan kaçacağım. Beni kıskanmasını sağlayacağım!" Gözlerini kıstı.

"Yani birisi ile ilgileniyormuş gibi mi yapacaksınız?" Sorduğum soruyu kendi kafamda inceledim. Esteban laftan anlamaz bir pislikti. Belki Amelia bu şekilde gerçekten de başarılı olabilirdi. Sonuçta defalarca Esteban'ı reddetmeme rağmen hâlâ benimle ilgileniyordu.

"Hayır! Daha ileri gideceğim!" Ayağa kalkıp elini göğsüne bastırdı. "Tanrı ile evleneceğim!"

Bir süre dediği cümleyi kavramaya çalıştım. Ardından ise... ağzım açık kalmıştı. "Y...Yani?"

Karen doğruldu. "O da ne demek oluyor?!" Sesi heyecanlıydı.

"Dini kabul edeceğim, demek. Erkeklerden, özellikle de prens Esteban'dan uzak duracağım." Aklına mukayyet ol, kızım! Sen benim en sevdiğim müstehcen roman yazarısın! "Bir rahibe olacağım! Artık erkeklerin yuvarlak bir taştan farkı yok benim için!" Bunu müstehcen romanlar yazan birisi mi diyor? Nedensizce bu konu yüzünden Karen ile iddiaya girmek istedim. Kesin çok altın kazanırdım! Lakin Karen'in bundan anladığını sanmam. Eh, keşke leydi Olivia burada olsaydı da her zamanki bol altınlı iddialardan yapsaydık. Altın kazanmayı ve leydi Olivia'yi özledim.

"Siz inançlı bile değilsiniz!" Karen işaret parmağını Amelia'ya dikti. "Astroloji ve fala inanıyorsunuz!" Ne yapıyorsun kızım sen?!

"Ha... öyle mi yapıyordum. Pekâlâ..." Amelia boğazını temizledi. "...bugünden inanmaya başlayacağım! Yeni ben, seküler dünyayı terk etti!" Amelia gözlerini kapatıp inançlı bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. "Ve gerçek kuruluşu bulmak için adımlamaya karar verdi!" Şaka olduğunu söyle! Artık bu saray bana çok garip gelmeye başlamıştı. Sarayın sorunsuz ve heyecansız bir günü yoktu! Benim biricik delikanlımı ne kadar yoruyorlar, kim bilir! "O yüzden tapınağa gideceğim! Hazırlanın prenses Karen beraber gidiyoruz!"

"Kral bunu duyarsa delirir!" Karen kafasını sağa sola sallayarak konuşuyordu. Kaşlarını çatmıştı.

***

Yani genelde... Koridorda yürüyordum. Yani genelde bir erkeği kıskandırmak için başka bir erkek kullanılırdı. Yeşil elbisemin eteğini kaldırmış yürümekteydim. Peşimden ise iki hizmetçi geliyordu. Ama prenses Amelia, prens Esteban'ı kıskandırmak yöntemini Tanrı ile evlenmekte görmüştü. Ölmemek için, prens Esteban'ı kendine âşık edip, aynı kitaptaki gibi bir aşk yaşamaları gerekiyordu. Bu pek mümkün görünmüyor... Etrafa baktım. Neyse ki kraliçe ve arşidüşesten kurtuldum. Beni akşam yemeği olarak yiyeceklerini düşünmeye başlamıştım. James nerelerde hâlâ bilmiyordum ve çocuk haline dönmüş adamı da bulmalıydım. Her şey karışmıştı. Joseph hıyarı da benden Karen konusunda yardım istiyordu! Deli! Zır deli! Eski nişanlısını soktuğu durum yetmiyormuş gibi, bir de biricik sevgilisi için benden tüyolar istiyordu. Öte yandan Joseph'i üzmemeliydim, o, süper yakışıklı görünümlü, acımasız bir piçti.

Odama vardığımda, hizmetçileri dışarıda bırakıp, içeri geçtim. Çocuk haline döndürdüğüm adam hâlâ ortalıkta yoktu. Gözlerime çarpan zarfa baktım; yatağın üzerinde öylece duruyordu. Üf! Zaten yoruldum. Oflayarak yeniden eteğimi kaldırdım ve zarfa yaklaştım. Bu elbiseler bazen sinir bozucu olabilirdi. Zarfı inceledim. Neler oluyor? Yoksa kraliçe, oğlundan uzak durmam için tehdit mektubu göndermiştir. Aniden aklıma gelen düşünce ile gözlerim parladı: ya da oğlundan uzak durmam için tapu falan göndermiştir? O araziyi satarsam kim bilir ne kadar altınım olur! Mantıklı düşün, Jasmin. Altın mı, James mi? Bilemedim şimdi altın daha parlak.

Büyülenmiş ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin