Jasmin
Minik Dorian'ın koluna girmiş yürüyorken aniden durdum. "Bir şey mi oldu, leydim?" Dorian küçük gözlerini bana dikti.
Yüzümde donakalmış bir ifade olduğuna emindim. "Evet, unuttuğum bir şey var." Bunu nasıl yapabilmiştim?! Onu nasıl unuturum! Etrafa baktım.
"Nedir, leydim?" Dorian de benimle etrafa baktı. Boyu küçük olduğundan -malum daha çocuk- çok komik göründüğümüze emindim.
Unuttuğum burada değil ki! Çocuk yaptığım adamı unuttum! Hani Amelia'nın odasının kapısının önünde bir çalışanı yanlışlıkla çocuk yapmıştım. Ardından onu kendi odama gönderdim. Şimdi kim bilir odamı ne hâle getirmiştir! Bir çocuğu neden odana gönderirsin ki! Aklını nerede unuttun, Jasmin?! "Ah, hayır." Dorian'ın koluna diğer elimi de koydum. "Lütfen saraya gidelim. Odama uğramam gerekiyor." Minik lord Dorian kafasıyla onayladı. Başka neyi unutmuş olabilirdim ki?!
Basamaklara ayağımı bastırdım. Tam o sırada etrafımızdaki tüm hizmetçiler bir sıra haline girdi. Ben ne olduğunu anlayamadan etrafa bakıyordum. Lord Dorian ise disiplinininden çıkmıyordu. Aynı ifade ile önüne bakıyordu. Kahyalardan birisi olduğunu düşündüğüm adam önümüzden geçti. Gözlerimi adamın gittiği yöne diktiğimde gözlerim, inanılmaz güzellikte olan bir kadınla karşılaşmıştı. "Hoş geldiniz, kraliçe Florida." Gözlüklü kâhya baş eğdi. Hizmetçilerin hepsi onunla baş eğmişti. "Hoş geldiniz, arşidüşes Gloria." Arşidüşes de kraliçe olduğunu yeni öğrendiğim kadın kadar olmasa da güzeldi. Gözlerimi kocaman açtım. Kraliçe mi? Hızla reverans yaptım. Bu kadın, kralın annesi olmalıydı! Tanrım... Diğerinin de arşidüşes Isabella'ın kayınvalidesi olduğunu tahmin ediyordum, yani aynı bir mit karakteri gibi yüzünü hiç görmediğim arşidük ve baş komutan olan Henry'nin, annesiydi.
Arşidüşes bize doğru yaklaştı. Elindeki yelpazesini hareket ettirerek beni izliyordu. Kafasındaki siyah şapkada ise altın renginde bir kuş tüyü vardı. Siyah elbisesi üzerindeki altın rengindeki detaylarla adeta korkunç bir havaya sahipti. Arşidüşes Isabella, neden ortalıkta yok, belli oluyordu. Böyle bir kayınvalide ona hayatı zehrediyor olmalıydı! "Hoş geldiniz, babaanne." Tahminim doğru çıktı! Kızım Jasmin sen çok zekisini. Gözlerim, arşidüşesin gözleriyle ani bir buluşma yaşadı. Gözlerindeki o hoş görme... Kızım Jasmin sen çok mu bahtsızsın ne?!
"Hoş buldum, lord Dorian." Kadının sesi, yüz ifadesindeki sertliğe rağmen oldukça neşeli çıkmıştı. Acaba sebebi torunu muydu? Eliyle lord Dorian'ın saçını okşadıktan sonra gözleri, lord'un koluna bastırdığım elimle buluştu. Gözlerindeki alev yüzüme yayıldı ve kızardım. "Ve siz..." Gözlerini kısarak bana baktı. Beni kesinlikle sevmedi. "...leydi Jasmin olmalısınız." Beni tanıyor musunuz?! "Arşidük, sizin ve kralın ilişkisinden biraz bahsetmişti." Ne?! Kim? Arşidük mü? Onu annesine hesap veren bir adam olarak tahmin edemiyordum. Ama bu erkekler, kocaman da olsalar söz konusu anneleriyse her şeyi dökülürler. "Kötü haber," dedi sesindeki istihza ile, "çabuk yayılır." Dudakları sola doğru kıvrıldı.
"Arşidüşes." Bu ses... çok güzel. Gözlerimi kraliçeye diktim. Pembe elbisesi, biyoloji yaşıyla hiç alakalı değildi. Şapkası ise efsaneydi. Amelia, annesine benzemiyordu, ama tarzlarının aynı olduğunu size söyleyebilirdim. Kadın oyuncak bebek gibi giyinmişti. Yaklaşıp lord Dorian'ın yanağını okşadı. "Leydiyi fazla incitme." Sen bir melek olmalısın, kraliçe! "Uzun yoldan gelmiş misafirimiz ne de olsa." Bakışlarını yüzündeki masum benzeri bir gülümseme ile bana dikti. Hayır, melek değilsin. Misafir öyle mi? Bu bana, oğlumdan uzak dur, sinyalleri veriyor gibi. Kaşlarını kaldırdı. "Belki de kalıcı olur, bilemeyiz. Tabii eğer arşidükün dediklerinde bir gerçek varsa." Pembe yelpazesiyle gülüşünü sakladı. Şu an yüzümde hiçbir şeyi anlamamış bir sersem ifadesi vardı. Artık karar ver; beni sevdin mi, sevmedin mi? Ha, doğru! Beni sevmesi, oğluşunun da beni sevdiğini görmesi ile belli olacak gibi. Nerede bu adam? Tek kaşımı kaldırıp etrafa baktım. En son beraber krizantem bahçesindeydik! Nereye kayboldu ki yine?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülenmiş Zaman
FantasíaJasmin, Işık Krallığının veliaht prensinin nişanlısı iken karşılaştığı sorunlardan yorulmuştur. Her şeye bir ara vermek adına katılmayı umduğu kampta ilgisini çeken büyülü eşya onu Karanlık Krallığının cariye gecesine götürür. Veliaht prensler, pren...