"Sen!" James'in pitonu anımsatan dehşet verici gözleri ve hırıltılı sesi... Amelia'yı hedefi bellemişti. "Ne hakla kraliçenin odasına patavatsızca dalarsın!" Kalçamdaki eli, bedeninin öfkeye yenik düşmesi sonucunda sertleşmişti. "Hemen dışarı çık!"
Prenses Amelia gözlerini kapatmak maksadıyla tuttuğu ellerini indirdi. Ellerini arkasında birleştirip çenesini kaldırdı. "Kralım, kendinize gelin!" Tek kaşını kaldırdı. Bu kavganın sonu beklenilenden daha sarsıcı olacak gibiydi. "Kimin benim gibi bir kız kardeşi var?! Ben çok güzelim..." Kollarından birisini kaldırıp eliyle saçını geriye attı. "...ve hâlâ sizi önemsiyorum!"
Amelia'ya laf yetiştirmezse öleceğini veya herhangi bir kadim lanete maruz kalacağını düşünen James dudaklarını araladı, ama şans eseri kapının çalması kavgayı bitirdi. James'in üzerinden kalkmaya yeltendiğimde örtüyle vücudumu kapattı. "Gel." Şaşkın halde gözlerimi James'e dikmiştim. Krallarını bu halde görmeleri belli ki James için sorun değildi. Fakat ben dominant kraliçe mertebeme zarar gelmesini istemiyordum. En azından öyle -dominant- bir kraliçe olduğumu düşünüyordum.
İçeri geçen hizmetçi bizim yataktaki garip halimizi görüp gözlerini kocaman açtı. Ardından kafasını aşağı eğdi. Ellerini önünde birleştirmişti. "Kralım, büyücü Desmond, kraliçemizi ziyaret etmek için müsaadenizi bekliyor."
James'in iç çektiğini duydum. Gözlerim yeniden James'i bulduğunda hoşnut olmayan yüz ifadesi ile karşılaşmıştım. "Kraliçeyi hazırlayın. Büyücüye ise beklemesini söyleyin." Hizmetçi baş eğip çıktığında James ve Amelia'nın bakışları başrolü aldı. "Sizi yeniden kovmamı mı bekliyorsunuz, prenses Amelia?"
Amelia derin nefes aldı. Nefes aldığı için göğsleri kalkıp inmişti, bu ise ne kadar bıkkın olduğunun göstericisiydi. "Nasıl olur da..." Gözlerini kıstı. "...beni Ateş Krallığının veliahdı ile evlendirmeyi düşünürsünüz?!" Ne?! Gözlerimi kocaman açtım. Esteban'la mı?!
"Işık Krallığının kralı ile anlaşma imzalayacağız." James konuşurken fırsattan istifade üzerinden kalkıp yatağa oturdum. "Ateş Krallığı da Işık Krallığının dostu olduğundan onunla da-"
"Ne?! Bu nasıl bir saçmalık!" Amelia ellerini yumruk haline getirmişti. Öfkesini zar zor kontrol ediyordu. Benim bildiğim Amelia, Esteban'dan fazlasıyla etkileniyordu. Şimdiki durum nedir, merak ediyordum.
James yataktan kalkıp gömleğini düzeltti. Bu konuşmaya dahil olmamam gerektiğini düşünüyordum. "Minnettar olmalısın," dedi kafasını kaldırarak. "Ne kadar işe yaramaz birisi olsan da damarlarında akan kraliyet kanı sayesinde sonunda bir işe yarayabilirsin."
"Hah! Minnettarım!" Amelia ellerini fazla heyecanın rüzgarına kapılarak salladı. Bu yüzden eli kapıya çarptı. Yüzünde bu çarpışın verdiği acıdan doğan bir buruşukluk vardı.
"Gerçekten..." James kafasını sağa sola salladı. Amelia'nın eline bakıyordu. "...işe yaramazsın." Ellerini cebine sokup Amelia'ya doğru yürüdü. "Hadi gidip eline baktıralım." Kapıya doğru yürürken James kısa süreliğine durup döndü, bana baktı. "Hizmetçiler zaten yapacak, ama sen de kendine iyi bak."
Yanaklarımı şişirdim. "Ama ben sana bakmak istiyorum." James gözlerini kırpıştırarak söylediğim cümleyi kafasında analiz etmeye koyuldu.
"Elim çok ağrıyor~!" Amelia'nın baskısı üzerine James, kardeşi ile odayı terketmişti.
Oflayarak bacaklarımı kendime çektim. James'e yakın olmaya çalışmalıydım. Ama ilk önce neler döndüğünü anlamam gerekiyordu. Belimi dikleştirip derin nefes aldım. Neler döndüğünü anlamam için ise Desmond ile karşılaşmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülenmiş Zaman
FantasyJasmin, Işık Krallığının veliaht prensinin nişanlısı iken karşılaştığı sorunlardan yorulmuştur. Her şeye bir ara vermek adına katılmayı umduğu kampta ilgisini çeken büyülü eşya onu Karanlık Krallığının cariye gecesine götürür. Veliaht prensler, pren...