"Kalk be kızım ne uyudun ama" İremin hafif dokunuşları uykumun yarıda kesilmesine neden olmuştu. "Beni rahat bırak" fısıldadığım için beni duymamıştı.
Elleriyle taciz etmeye devam ediyordu. İki kolumun arasına gömdüğüm kafamı kaldırıp gözlerimi sinirli bir şekilde ona dikmiş" ne var" derken sesim olması gerekenden daha fazla çıktığı için çoğu kişi bana bakıyordu.
Yalçın hoca ellerinin arasındaki kitabı masasına koyup "bir sorun mu var " demişti. Tam ağzımı açmış cevap verecektim ki İrem sözümü kesip "sorun yok hocam özür dileriz" dedi. Kırıldığını anlamıştım yanımdan kalkıp sınıfta anlamakta zorlandığım Merve'nin yanına oturmuştu.
Ben ona şaşkın gözlerle bakarken onun umursamadığı belliydi.
Bulunduğum durumu biliyordu bana böyle davranmasını anlayamamıştım kendi çapında sıkıntıları olan biriyim her seferinde aynısını yapıyordu en ufak bir şeyden alınıp, o kızın yanına gidiyordu.
Çocukça davranışları vardı yada oldukça alıngan olduğu için böyleydi. İrem'in tenine nazaran omuz hizasında siyah saçları vardı. Güzel kızdı zengin olmasına rağmen diğerlerinden daha sade giyinmeyi seven sosyal aktivitelerden uzak sessiz kızdı.
Kimseye bulaşmaz aşktan uzak.. İrem'in babası Faruk amca annemi kaybettiğinden beri maddi manevi yardım ediyordu. Bazen kendimi yük olarak hissetsem de İrem'in tek arkadaşı olduğum ve çoğu şeyiyle ilgilendiğim için beni kızı olarak görüyordu ,ki bana genelde kızım derdi.
Zil çalmıştı. İrem'e yöneldiğimde Merve'nin iğrenç bakışları önümü kesmişti.
Bana iki adımda yaklaşarak"sen kendini ne zannediyorsun, sürekli aynısını yapıyosun sen İrem'i kölen felan mı zannettin keyfin isteyince bağırıp çağıramazsın bundan sonra ondan uzak duracaksın yoksa babası yardım ettiği için mi yanındasın" dediğinde gözlerimde şimşekler çakmıştı.
Ellerim titriyordu ,utanmıştım nasıl olur da bunları söyleyebilirdi. İrem herkese babasının bana yardım ettiğini mi söylemişti. Fark ettim de bu sefer ben kırılmıştım, kimsenin yardımına muhtaç değildim. Babası İremle yakınlığımdan dolayı yardım ediyordu.
"Sana diyorum bana cevap ver" Merve'nin sesi daha yüksek çıkmıştı, elleriyle çene mi tutarak "seni sürt-" dicekti ki sözünü İrem kesti. Merve'nin üzerine yürüyerek "Tek kelime daha edersen saçlarını eline veririm" dedi. Gülmemek için kendimi zor tutuyo olsam da az önce söyledikleri beynimin içinde yankılanıp duruyordu.
Sınıfta ki kıkırdamalara kulak asmayarak sınıftan çıkıp lavaboya yöneldim. Kapıyı kilitlemiştim. "Çisem aç kapıyı ben özür dilerim" kapıyı diretmesi boşunaydı en yakın arkadaşımın bunları söylemesi kalbimi kırmıştı. Söylemek zorunda değildi beni yardıma muhtaç bir insan gibi göstermesi zoruma gitmişti.
Öğürme sesi! kusmuştum, boğazımdan ağzıma doğru acı bir tat gelmişti. Sifonu çekip bir kaç dakika bekledim. Kapının arkasında ki sesler kesildi. Aslında buradan çıkmak istemiyordum. Kilidi açıp karışımdaki aynaya yöneldim. Ağlamamalıydım. Kendimi aciz biri göstermekten nefret ediyordum. Ellerimi yıkayıp lavobodan çıktım.Sınıfa yöneldiğimde ders zili çalmıştı.Derin bir nefes alarak sınıfa girdim. "Çisem iyi misin" dedi Büşra hoca.
Merve'nin sırıtışını bastırarak "İyim hocam" deyip yerime oturdum. İrem o derse girmemişti tamam ne kadar kızgın olsam da merak etmiştim en yakın arkadaşım sırdaşımı... Bir süre tripleşir sonra barışırdık. Cam kenarında oturmanın en güzel tarafı dersi dinlemek istemediğimde kaçabilecek bir gökyüzünü görüyor olmasıydı. Kafamı bahçede duran sonradan ekilmiş ağaçlara dikmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
ChickLitOnlar farklı yerlerde; kendi hayatlarının kendi hayallerinin savunmasız kahramanlarıydı. Taa ki çaresizlik çanlarını çalıncaya kadar.. "Ateş Ilgaz" ismini kendine çeken sıcaklığından alan , kapalı bir ku...