30.Bölüm:"Cesaret''

5.7K 406 47
                                    

Arkadaşlar bır süre sonra ''ı '' ve''i'' harflerınde sorun yaşadım kusura bakmayın keyıflı okumalar..

Gün tüm ihtişamıyla odama misafir olurken bende boynuma saplanmış olan ağrımı konuk ettim. Belki de nadiren olduğunu düşündüğüm üzerimdeki sancılı koku yüzümü ekşitmeme neden olmuştu. Saçlarım yastığa meydan okuyup büyük bir elektrikleme yaşamış, ağzımda anlayamadığım tuhaf bir tat oluşmuştu. Günlerce yıkanmamıştım denilecek bir görüntüye sahip olduğumu fark edince, yattığım yataktan doğrulup banyoya yöneldim.

Her zaman ki gibi ufak söylemlerde bulunsam da banyonun üzerimdeki kötü kırgınlığını da atacağını biliyordum. Duş kabinine girmeden önce aynaya bir kez baktım. Yüz hatlarımı en ince ayrıntısına kadar incelemek istiyordum. Şu gece kaç aylık sürede tam olarak bulunduğum nokta nereydi?

Merak güdümü beynim hiç bir şey diyerek tastikledi. Ellerimi yüzümde dolandırıp hafif kilo aldığımı fark ettim.'' Nasıl ya? ''

diye soru yönelttim kendi kendime. insanlar mutlu olduklarında kilo alırlar sıkıntı çektiklerinde değil diyerek sitem ettim kendi kendime Soluduğum havayı hırsla boşaltıp, var gücüyle sıktığım için sızlamaya başlayan parmaklarımı gevşettim. Kendimi yüz üstü bırakılmış gibi hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi. Olayları birer birer gözden geçirdim.

Neler yaşandı neler bitti. Bazı olaylar açıklığa kavuşmuştu. Bazıları ise zamana kucak açmış Ateş Bey 'in inadının geçmesini bekliyordu. Hala o günlüğün kime ait olduğunu bilmiyorum , Seçkin Hanım'ın o günlüğü saklamak istemesinin nedenini bilmiyorum, Ateş 'in gerçek ailesi var mı varsa bunlar neredeler bunun gibi bir çok sorunun cevabını bilmiyorum.

Gerektiğinden fazla aynanın önünde durduğumu fark edince bir çırpıda üzerimi çıkartıp duş kabinine girdim. Aklımda ki sorulara binlerce farklı cevaplar ürettim. Banyo insanların düşünme salonu mudur? diyerek ortaya bir yargı atsam benim gibi binlerce kısı bunun gerçekliğini savunurdu. Vücudumun gevşediğini hissedince fazla durmamın manası yoktur diyerek duştan kendimi buz kutuplarına bıraktım.

Ateşin evine gitmem gerekiyordu tabi onu orada bulmam mümkünsebir şeyleri netleştirmenin vakti geldi de geçiyordu. Serdar Bey hem yardım etmek ıstıyordu hemde bızden bı cevap vermemızı.. Saçlarımı hızlıca kurulayıp tepeden bağladım. Çok mu güzel bır goruntuye sahıptıler tabı kıde hayır .

Fakat süse harcayacak pek vaktım yoktu. Dolaptan üzerıme geçırebılecegım kıyafetlerı gıydım havalar ıyıce soğumuştu. Sonbahar etkısını tamamen göstermıştı.

Kışı ağırlamamıza az kalmıştı. Vücudumu sıcak tutacak montumu gıyıp evden çıktım. Ateş'ı bır kaç kez arama tenezzülünde bulundum . tekrar ve tekrar.

''Ne oldu?'' dıyerek usulsüz bır yanıt geldı. ''Ateş bak konuşmamız gerek bütün gün boyunca kendını aratmak zorunda kalma''

''konuşacak bırşey yok Çısem bu saçma oyundan kurtulalım''

oyun mu?'' telefonun dığer ucundan ses gelmeyınce devam ettım. '' oyun ha oyun Ateş dalga mı geçıyorsun burada senın aılenden bahsedıyoruz. ve hatırlatırsam Serdar Bey bu olay senınle de ılgılı demıştı ''

Ateş kahkaha atarak ''ya şu adama ne kadar güvenıyorsun anlamıyorum. Sana gerçekten ıyılık yapmak ıstese senınle ılgılı olan seyı neden söylemedı''

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin