Omuzlarına uyguladığım masajla rahatladığı her halinden belliydi. Sırt üstü yatınca teni kusursuz bir et parçasına bürünmüştü. Teni o kadar berraktı ki üzerine döktüğüm yağ bile bu şehvete kapılıp işimi kolaylaştırıyordu. "Yavaş ol kemiklerimi kırmak mı istiyorsun" uzandığı yataktan doğrularak köpürmeye başlamıştı. İçimden "aslında fena olmaz " diye fısıldadım. "Bir şey mi dedin " diyip yatağa tekrar uzandı. "yok birşey " bu manyağa bu masaj bile ödüldü. Evde olmasak kimse bana yaptıramazdı. Ama burada herkes beni Hizmetçi sanıyordu.
"lütfen bakın oraya giremezsiniz"
"Çisem nerede burada mı Çisem ?" Kapının birden açılmasıyla şok olmuştum . Gelen İremdi. Beni nasıl bulmuştu . İrem Ateş'e aldırmadan koşup boynuma sarıldı. "Çisem nerelerdesin sen" diyip boynuma sardığı ellerini çekti.Ateş'e bakarak "Bu ne hal" dedi.
Şuanda işler karışmıştı. İrem'i odama çekip sakince konuşmalıydım. "Ateş Bey çok özür dilerim birazdan gelirim" diyip İrem'i dışarı çıkardım."Manyakmısın sen odaya öyle dalınır mı"
"Çisem senin burada ne işin var?"
"Uzun hikaye geç içeri anlatırım" diyip onu odama yönlendirdim. İrem'e gerçekleri anlatamazdım büyük bir yaygara kopartır işimi mahvederdi. Ona da herkesin bildiklerini anlatmalıydım. Yatağıma otururken "bak İrem benim burada bir işim var ve sen böyle kendi evinmiş gibi buraya dalamazsın burada anlaşırsak sana anlatabilirim" dedim.
Tamam dercesine kafasını sallayıp yanıma oturdu. " Biliyorsun zor günler geçirdim bursumuda kaybettim. Gazetede iş ilanı ararken buraya başvurdum. Bu evin sahibi sağolsun bana okul imkânı da sundu son senemi burada geçirecegim sonrasına bakıcaz artık" dedim. "Ama Çisem biz sana yardım ederdik" diye itiraz etti.
"Saçmalama İrem ömür boyu size bağlı kalamam" sesimin olduğundan daha fazla çıktığını anlayınca ellerimi ellerinin üzerine koyup ortamı yumuşatmaya çalıştım. "Bak İrem artık kendi ayaklarımın üzerinde durmam lazım " dedim.
İrem bedenimi kendin çekip sıkıca sarıp "Söz ver en ufak sıkıntıda arayacağına" dedi. Bunu kabul edemezdim "İremcim bak be-" sözümü kesip "söz ver " diye çıkıştı. Bende ona sarılıp istemesemde "söz" dedim."Ee anlat içerdeki çocuk kim "
"Evin sahibinin oğlu Ateş Ilgaz"
"Bir saniye bu Seçkin Ilgaz'ın neyi oluyor" yoksa
"Evet bizzat öz oğlu" dedim. "Sen nereden tanıyorsun" diye devam ettim. "Hiç babamın ofisinde birkaç kez adını duymuştum. " dedi. Ateş hala beni bekliyormuydu diye merak etmiştim. Ayağa kalkarak "İrem sonra gelirsin olur mu şuan işime dönmem gerekiyor" dedim. İrem kapıya yönelirken " beni nasıl buldun" diye sordum.
Hafifçe gülümseyip "Merve sağolsun" dedi. İrem'i kapıya geçirirken Merve'nin "görüşürüz İremcim" diyişini duydum. Bu kızdan tiksiniyordum. Herşeye burnunu sokan aptal bir kız. İrem taksiye binip uzaklaşırken olan hızımla Ateş'in odasına koştum. Odaya girdiğimde "Oo anca mı gelebildin"diyip gömleğinin önünü iliklemeye başladı.
"En yakın arkadaşım ve beni merak etti tabi sen merak edilmeyi bilmezsin" bu sözüm biraz ağır kaçmış olacakki Ateş beni ters bakışlarıyla boğup odadan çıktı. Öyle demek istememiştim. Ateş'e özür borcum oldu. Yarın okul vardı ve Ateş'e hiçbirşey alınmamıştı. Peşinden koşup "Ateş Bey " diye seslendim. Ev ortamıydı ve ona Bey demek zorundaydım. Arkası dönük şekilde durup beni bekledi.
"Küçük Anlaşmayı unuttun mu?" diyip önüne geçtim. Bana tuhaf bir bakış atıp "senin gibi aptalmıyım ben " dedi. Normalde bu lafına cevap verirdim ama az önce çıkıştığım için birşey demedim. Kollarımı göğûs hizasında birleştirip "vay canına okul kıyafeti giymeyi düşünmüyormusun?" dedim. Gerçeği söylemek gerekirse amaç kıyafet değil Ateşle zaman geçirmekti. "Tamam düş önüme " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
أدب نسائيOnlar farklı yerlerde; kendi hayatlarının kendi hayallerinin savunmasız kahramanlarıydı. Taa ki çaresizlik çanlarını çalıncaya kadar.. "Ateş Ilgaz" ismini kendine çeken sıcaklığından alan , kapalı bir ku...