"Çisem" adımın tekrarlandığı yöne baktığımda Seçkin Hanım bana doğru geliyordu. Bir kaç gün içinde olanların sorumlusu Ateşti.
"Efendim Seçkin Hanım"
"Biraz geç olmadımı yani ne yaptınız ? " duymak istediği neydi acaba aklına farklı şeyler getirsin istemiyordum. " Yani Seçkin Hanım Ateş'i ikna ettim pazartesi okula başlıyor"
"Nasıl yapabildin?" diye soru yöneltti. Şahsen bu beni zorlamıştı . Bir annenin ikna edemediği kişiyi hizmetçi nasıl etmişti. Ona ne demeliydim dün akşamki küçük anlaşmamızdan bahsedersem çıkarım olduğunu düşünüp beni buradan defedebilirdi. Evet bunu yapabildi. İşi riske atmanın manası yoktu.
"Imm şey-" başlamadığım lafımı bitirmeden Ateş'in sesini duydum. Seçkin Hanıma yaklaşıp yanağına öpücük kondurmuştu. Seçkin Hanım "daha sonra konuşuruz" diyip göz kırptı. Şuanda araftaydım. Ne Seçkin Hanımın Ateşle yapacaklarımdan haberi olmalıydı,nede Ateş'in Seçkin Hanımla yaptığımız anlaşmadan. Seçkin Hanıma gülümseyip eve doğru yöneldim. Kapının ağzında pusu kurmuş Merve'nin bakışları beni ağına almıştı.
"Kaç gündür nerdesin" istemsizce kahkaha atıp "vaay benim bilmediğim bir annem daha varmışta haberim yokmuş" diyip merdivenlere yöneldim.
"Burada bittiğini mi zannediyorsun" Merve'nin sesi üzerine tekrar geri dönüp yanına yaklaştım.
"Senin zorun ne" gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyordum. "Ateşle arandaki ilişki sadece hizmetçi-patron ilişkisi olacak" dedi. Bana yine emir vermişti. "Zaten öyle yoksa sen Ateş Beye aşık mı oldun" diyip sırıtmaya başladım. Tamam kabul Merve güzel kızdı ve aşkı da beni ilgilendirmiyordu. Ama imkansız aşk benim gözümü boyamıştı. Ateş deli yada ruh hastası olmadığı sürece Merveyi takmaz bile. Beynim bana direk sinyal verdi. Ateş zaten ruh hastasıydı. Bir elin kolunu kavramasıyla anlık şok dalgasından çıktım. "Sana ne dediysem ona bak" Merve'nin boyu bana nazaran 3 cm kadar kısaydı. Gözleri koyu siyahtî. Teninin esmerliği onu güzel arap kızları gibi göstersede şu haliyle şeytanın ta kendisiydi. Kolumu tutan elini diğer elimle avuçlayıp boşluğa bıraktım. Boğazından tutup baş parmağımı şah damarını hissedecek kadar bastırdım."En sevmediğim şeyin ne olduğunu biliyor musun?" hayır demesini beklemeden devam ettim.
" birinin istediği şeyi yapmak ve bil bakalım ben bu evde sadece kimden emir alırım" Ateş "ne oluyo burada" diyip yanımıza doğru geldi.Ellerimi boğazından çekerken
"Hiç eski arkadaşımla biraz sohbet ediyorduk dimi Merve" dedim. Bu günlük zafer benimdi. Bundan sonra kimseye ezilmeyecem diye içimden geçirdim. Ateş
"Güzel. Çisem odama gel"dedi Merve bundan hoşlanmayacak olacaktı ki boğazını ovuştururken sert ifadeyle bana bakıyordu. Onu sinirden köpürürken görmek hoşuma gitmişti. Ben ne ara bu kadar acımasız olmuştum. Şevkat duygum yok olmak üzereydi.
Merdivenlerden çıkıp Ateş'in odasına yöneldik."Odana geç geliyorum" dedi. Soru sormadan tamam derecesine kafamı sallayıp odadan çıktım. Ateş odaya girer girmez "dolabını aç " diyip yatağıma oturdu. Ne yapmak istediğini anlamadan emrine uydum. Dolabın içi üç kısımdan oluşuyordu. Birinci bölmede günlük kıyafetler bana biraz abartı gelse bile. İkinci bölmede pantolon, t-shirt vs. şeyler üçüncü bölmede ise geldiğim günden itibaren hiç bakmadığım garip dekoleli elbiseler vardı. Ateş " Kırmızı "dedi.
"Kırmızı mı?"
"Evet kırmızı elbiseyi al ve giy" dedi.
Elbiseyi elime aldığımda arkası bele kadar çapraz iplerden oluşmuş, önü göğüs arasını gösterecek kadar açıktı. Boyunun mini olması beni kuşkulandırmaya başlamıştı."Ama bu fazla dekolteli pantolon t-shirt giysem olmaz mı"
"Adama seksi kız lazım palyaço değil. Beni sinirlendirmeden önce giyin şunu "dedi. İstemeyerek banyoya yöneldim. Zorda olsa bu fermuarsız yapışkan elbiseyi üzerime geçirip odadan çıktım.
Ateş'e boş gözlerle bakarken beni baştan aşağıya süzdü. Banyoda bakmaya fırsatım olmamıştı. Dolabın kapağındaki aynaya yöneldim. "Yuh" bu elbise cidden aşırı dekolteydi. Bunu hangi akla hizmet almıştılar. Parlak kırmızı elbise kalçalarıma yapışmıştı.
Arkamı dönünce Ateşle burun buruna geldim. Kalp ritmim hızını arttırırken bir adım geri attım. Aynaya sırtımı yasladım. Ateş yüzünü yüzüme yaklaştırıp "çok güzelsin ama aynı zamanda aptal" dedi.
"O zaman bu aptal kızdan uzak dur" sesim oldukça kısık çıkmıştı. "Olmaz Ateş'in dünyasına girdin çıkmak kolay değil" diyip kapıya yöneldi.
"Onları çantana koy makyaj malzemelerinide al " odadan çıkarken ben hala aynada bu tuhaf elbiseye odaklanmıştım. Beni yatağa atmadan önce onu öldürmeliydim. Katil olmak beni korkutuyordu. Üzerimdeki elbiseyi tek hamlede çıkarıp çantamın içine koydum. Dolabın içinde bulunan bir kaç ayakkabıdan siyah olanı aldım. Makyaj çantasınıda bavul gibi büyük çantama koyup odadan çıktım. Uzun kolidorda yürürken
"Çisem" Ozan bana doğru gelip dostça bir sarılma yaptı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
ChickLitOnlar farklı yerlerde; kendi hayatlarının kendi hayallerinin savunmasız kahramanlarıydı. Taa ki çaresizlik çanlarını çalıncaya kadar.. "Ateş Ilgaz" ismini kendine çeken sıcaklığından alan , kapalı bir ku...