9. BÖLÜM: "ACI"

50.1K 747 56
                                    

Ben Çisem! Kendi cehennemimden kaçıp, Huzur bulmak için çıktığım yolda Ateş'in bilinmezlik dünyasında kaybolmak üzereydim. Kaderim beni onun sahiline vurmuş, bedenimi hırçın denizinde hapsetmişti. Boğulduğum bu hayatta bir ümitsizlik dalgası beni istila etmişti.
Ateş bencildi.
Kendi dünyasının kapılarını kilitleyip anahtarını denizinde yok etmişti. Tıpkı güneşin doğudan doğup batıdan batması kadar gerçekti bu.

Sessizlik. Son derece sakin olan bu yerde sinek uçsa duyulacaktı. Gerginliğimi nefesimle birlikte geceye bırakmıştım. Bu ev günlerce unutulmuş çürümüş ceset gibi kokuyordu. Herşey kontroldeymiş gibi gözükse de birazdan ne olacağını kestiremiyordum. Kesik kesik sesler. Kafamı yatırdığım yerden kaldırarak duvara yasladım.
Korkum bütün vücudumu sarmıştı. İki ayağımı göbek hizasına kadar çekerek, her saniyede yaklaşan seslere odaklandım. Anlık nefes kesintisi kapının hızlı açılmasıyla son bulmuştu. Bir el kolumu çekiştirip zorla ayağa kaldırdı. "Yürü bakalım" dedi tanımadığım ses.
"Bakın ben birşey yapmadım bırakın beni" dedim elinden sıyrılmaya çalışarak . Kalça hizamda bağladığı ellerim, her hareketimde canımın yanmasına neden oluyordu.
"Kolumu bırak yoksa" dedim dişlerimi sıkarak.
"Yoksa ne?" diyip alaycı bir kahkaha attı. "Çok konuşmada yürü" dedi beni iterek. Nerelerden geçiyordum bilmiyorum ama bir merdiven basamakları inmiştim. Bulunduğum yer bodrum katı olması gerekiyordu. Çünkü kuvvetle soğuk tenimi yakıyordu. Beni sandalye gibi birşeye oturttu. "Bu kim" dedi ince bir kız sesi. Adam "Bilmiyorum gizlece girmiş olmalı" dedi. Odanın içinde yankılanan topuk sesleri yanımda son buldu. Kız çene mi tutarak "sen kimsin? Neden buradasın?" dedi. Ellerimin bağlı olması sinirlerimi tetiklemişti. "Ateş nerede" diye soru yönelttim. Kız alaycı bir gülüş atarak "Ateş'i nerden tanıyosun" dedi. "Sanane " dememle yüzüme tokat indirmesi bir oldu. Aldığım darbeyle oturduğum sandalyeden düşerken kız sert darbelerini karnıma indirmeye başlamıştı. Acıyla gözlerim karanlığa esir düştü.

"Çisem" derinden gelen seslerle gözlerimi açtım. Ateş ellerinin arasına aldığı kafamı sarsıyordu. Bir elimi Ateş'in göğsüne koyup olanca gücümle ittim. Mide bulantımın olmasına aldırmadan, yerden destek alarak ayağa kalktım. Karşımda az önce bana acımazsızca vuran kız duruyordu. Benden bir kaç santim uzundu. Omuzları biraz kambur, saçları omuz hizasında kesilmiş, kızıl rengindeydi. Gözlerim dönmüştü. Bulunduğum durumu aldırmadan kıza yöneldim. Boğazından tutmamla duvara yapışması bir oldu. Hafifçe kulağına yaklaşarak "Bir daha en ufak bir hareketinde seni öldürürüm. Duydun mu beni? Acımam öldürürüm" dedim.
Bütün sinirimi elime yükleyerek diz kapağımla karnına tekme attım. Kız o darbeyle dizlerinin üstüne çöktü.Ama bu benim sinirimi dindirmiyordu."Vurmak nasılmış ? Elleri bağlı savunmasız kıza vurmak nasılmış hadi söylesene" derken Ayağımla karnına tekme atmaya başladım. "Hadi kalk ? Senin gibi bir Sürtük sadece kıvranmayı mı bilir" ayağımla taciz ettiğim bedeni Ateş'in beni çekip almasıyla son buldu.
" Ateş gözlerimin içine bakıp "yeter" dedi.
Arkamda kir pas içinde bulunan sandalyeye oturdum. Ellerimle önüme düşen saçları sırtıma doğru atarken yerde ellerini karnında birleştirmiş kıza odaklandım. Normalde şiddete karşı bir kızdım. Ama bu kız sınırlarını zorlamıştı. Ateş adama dönerek "Ufuk Sırmayı buradan çıkar" diye emir verdi. Adam kızla ilgilenirken "görüşürüz Sırmacım" dedim keskin bir sesle. Ateş bundan hoşlanmamış olacaktı ki "sana arabada beklemeni söylemiştim" dedi. Diyecek hiçbirşey bulamıyordum. Sonuna kadar haklıydı. "Bekleyemedim işte neden buradasın?"
Diye sordum. Cevabını vermeyecekti biliyorum. Hafif tebessüm ederek"Bak sen bana hesapta sorarmış " dedi. Alaycı yüz ifadesi " iyi. Bende gidip polise buraya bir bakmalarını söylerim" dememle sertliğe bürünmüştü. Ya ben çıldırmış olmalıydım ayak darbeleri büyük bir ihtimal kafama gelmişti. Beynim canına mı susadın diye kırmızı alarmlarını yaksa da ben buna mecburdum.
Tek eliyle boğazıma yapışıp" senin polise gitmeye vaktin olacağını mı düşünüyorsun?" dedi. Evet şuanda beni öldürebilirdi. Ama korktuğumu belli etmemeliydim. "Beni öldüreceğini sanmıyorum" dedim. Nasıl bu kadar emin şekilde konuşuyordum bilmiyorum. "Hıı nedenmiş o " dedi dudak kıvırarak."Annen beni soracaktır dimi?" dedim."peki seni Öldürmeme engel mi" dedi sertliğini hiç bozmamıştı.
"Bilmem belki de engeldir" dedim. Korkuyu bütün şehvetiyle hissediyordum. Gözünü kırpmadan beni öldürebilirdi. Ateş annesini önemsiyordu.Seçkin Hanım, bunu ne kadar kabullenmek istemese bile gerçek buydu.. Ben yoksam Anlaşmada yok diye beynim beni rahatlatmaya çalışıyordu. "Öylemi " derken elini boğazımdan çekti. Ateş'in ne yapacağını kestiremiyordum. Kolumdan sertçe beni tutup merdivenlerden çıktık. Karşımıza Ufuk çıktı. " buraları hallet gelirim " dedi Ateş. "Ne yapıyosun" derken oldukça endişeliydim. Ateş beni arabaya bindirip şoför koltuğuna geçti. " Ateş" arabayı aşırı hızlı sürüyordu. Ani fren yapıp "İn " dedi. Anlamamıştım. İnme mi beklemeden kapıyı hızlıca vurup bagaja yöneldi. Elinde bir iple yanıma gelip beni arabadan indirdi. Sırtımı arabaya yaslarken ipin bir ucuyla ellerimi bağlamaya başladı.
"Ateş!" korkulu ses tonumu aldırmamıştı bile. İpin diğer ucunu bagaja bağlayıp arabaya bindi. İplerden sıyrılmak istesemde başaramıyordum. Arabanın hareket etmesiyle vücudum adrenalin pompalamaya başlamıştı. "Ateş!Bırak beni " istemesemde yürümeye başlamıştım.
"Ateş!" boşunaydı. Gece sesimi rüzgarla birlikte alıp gidiyordu. Arabanın yavaş gitmesinden dolayı pek yorulmamıştım. Ayakkabı ayağımı vurmuştu. Babetlerimi hızlıca ayağımdan çıkardım.
Ateş kafasını camdan sarkıtarak "bir daha işlerime burnunu sokacakmısın?" dedi. "Evet " diye cevap verince araba hızlandı. Yürümemin yerini koşma alırken bir arabanın arkasında sürünerek ölmek istemiyordum. Ateş "duyamadım" diye bağırdı. "Evet"
Diye tekrar edince "Sen bilirsin" diyip arabayı daha da hızlandırdı.
Ayaklarım yerçekimine karşı durarak yere çakıldım. Yerdeki pürüzler canımı yakıyordu. Ateş içinse bu sadece zevkten ibaretti. "Ateş!" sesim daha kısık çıkmştı . Bütün vücudum soyulmuş olmalıydı. Artık Allaha dua etmeye başlamıştım ki arabanın durduğunu fark ettim. Ateş arabadan inip yanına geldi.
Kollarimın asılı olduğu ipi çıkarıp çenemi tuttu. "Bir daha bana karışmaya kalkarsan fren olmaz" diyip ayağa kalktı. Bu çok acımasızcaydı. Yerde sürünerek arabadan uzaklaştım. Midem alt üst olmuştu. Ama midemin boş olması kusmamı engelliyordu. Ateş kolumu tutarak"Kalk" dedi.
Ayağa kalkarken tökezleyip yere düştüm. "İyi kal burada " dedi yardım bile etmiyordu. Sanki on yıllık düşmanıymışım gibi davranması canımı sıkmıştı.
Bedenimdeki büyük acı fırtınasıyla kendimi arabaya attım. "Neden?" bunu söylerken ne demek istemiştim bilmiyorum ama Ateş'i konuşturmalıydım. Ateş gözlerini yoldan ayırmadan "Ne neden" dedi. "İnsanlara acı çektirmek,soğuk olmak hoşuna mı gidiyor" cevabını bildiğim bu soruyu ona yönetmek saçmaydı.
"Bilmem" diyip konuyu kapattı.

Kafamdan boğazıma doğru inen sıvının kan olduğunu fark ettim. Cidden bu gece azraille dans ediyordum. Şuanda uyku değilde temiz bir banyoya ihtiyacım vardı.Çiftliğin önütne geldiğimizde Ateş beni beklemeden arabadan inip eve yöneldi. Ayaklarımdaki güç kaybı beni bitirmişti.
Sürünerek eve doğru yürüdüm. Ateş bana bir oda göstererek "Burada kal" dedi. Bi süre onunla konuşmamak en iyisi olur diye düşündüm. "Banyo ne tarafta" derken sesim daha gür çıkmıştı.

Banyoya girerken Ateş'in gözleriyle beni süzdügünü gördüm. "Çıksan diyorum" diyip sırtından kapıya doğru ittim. Kıyafetlerimi çıkarırken yarım saat önce yaşadığım acı tekrarını veriyordu. Vücuduma bakmak istemiyordum. Aynaya aldırmadan suya girdim. Vücuduma nakşeden su yaralarımdaki hücreleri yakıyordu. Acıya dayanabilirdim. Daha kötülerini yaşayacağımı düşünerek duştan çıktım.
"Umarım akıllanmışsındır" sesin geldiği yöne bakarken Ateş elini kapının önüne koymuş bana bakıyordu.
"Çıldırmıssın sen " diyip yanından yatağıma yöneldim. Ateş'in kapıda olmasını aldırmadan yüzüne kapattım.
İç çamaşırlarımı üzerime geçirdim. O pis kıyafetleri giymeden yatağa attım kendimi. "Çisem" Ateş kapıya kırarcasına vuruyordu. Yatağımdan güç bela kalkıp kapıya yöneldim. "Ne var bak se-" sözümü bitirmeden beni tek eliyle itip kapıyı kapattı. Ne yapmaya çalışıyordu. Bana attığı her adım sanki ölecekmişim gibi hissetmeme neden oluyordu. Onun bana her yaklaşması benim bir adım uzaklaşmamdı.
"Ateş noluyo" dedim yatağa düşerken. "Şşş sakin ol " diyip üzerime çıktı. Tek eliyle iki bileğimi kavrayıp bacaklarımdan yukarı doğru öpmeye başladı.Dudaklarının sıcaklığı beni yakmaya başlamıştı. Sesim titrerken "Ateş lütfen bırak!" diye bağırdım. Onun umrunda değıldı. Dudakları kilotrisime geldiğinde durdu . Hafif alaycı ciddiyetle göbeğime doğru çıkarken"hazır mısın" dedi.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin