8.Ödenemeyen Bedellerin Rengi

852 122 71
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🖤
Keyifli okumalar 🖤

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🖤Keyifli okumalar 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🩹🎨

"Füruz..." Levent'in koluma ettiği temas, üstümdeki enkazın kaldırılması gibiydi. "Topla şu suratını," diye devam ettiğinde kulağıma eğilmişti. "Herkes bize bakıyor!"

Bakışlarımı Ecevit'in gülümseyen suretinden çekip Levent'e çevirdiğimde, sadece başımı aşağı yukarı salladım ve önüme döndüm.

Ecevit'in bulunduğu kısma bakmamaya çalışırken gülümsüyordum. Dudaklarımın zoraki kıvrıklığı yüz kaslarımı titretirken mikrofona konuşan Levent'in sesi, kulaklarıma uğultu gibi doluyordu.

Perde açıldı, tablo göründü ve insanlar, adımlarını o yöne çevirdi.

"Levent, kendimi iyi hissetmiyorum," diyerek beni götürmesini engellediğimde, tabloya yürüyen Ecevit'e bakıyordum Levent'in arkasında kalan.

Boğazımı yakan bir tat, bütün damaklarımı yararken bunun, söylediğim yalandan kaynaklandığını biliyordum.

Omzunun üstünden baktığında, "Başka bir sorun var!" diye konuştu ve griye dönük mavileri anında gözlerimle buluştu. Parmağı beni yakaldığını belli edercesine sallanırken, "Evet, kesinlikle başka bir şey var," dedi donukça.

"Başka bir şeyle alakası yok!"

Işıkların kararması ve kendimi karanlığa kapatıp kasvete gömülmek için her şeyimi verebilirdim şu an.

"Naz çekemeyeceğim, Füruzan," dediğinde sesindeki bıkkınlığın sebebi ben değildim. "Zafer Bey burada, bu gecenin satışı çok önemli," diye açıklama yaptığında asıl sebep ortaya çıkmıştı.

Zafer denilen adam, Yakup Kamer'in iş yapmak için iki senedir yalvardığı birisiydi ve bu gece burada oluşu, baba-oğulun istediği iş kapısının aralanması için önemli bir etkendi.

Saniyeler içinde göğsüme doldurmaya çalıştığım nefesi serbest bırakırken, "Tamam," dedim. "Ama satış bittiği an, giderim."

Yüzündeki ifade normalleşirken kolunu uzattı ve benim girmemle ilerlemeye başladı. Attığı her adımda; her zamankinden daha güleç, her zamankinden daha kibar ve her zamankinden daha hırslıydı.

"Hanımlar ve beyler," diyerek kalabalığın arasına girmemizle üzerimize dönen bakışların altında kalmış gibi hissettim.

"Füruzan," dedi içlerinden biri. "Harika görünüyorsun, kırmızı kesinlikle senin rengin."

Sesin sahibi, Olcay'dı; otuzlarının sonundaydı ve büyük bir şirketin sahibi sıfatıyla anılan, kaçakçının tekiydi.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin