20. Kuklası Olunan Hisler

550 87 41
                                    

Satır aralarına yorum bırakırsanız çok mutlu olurum, düşünceleriniz benim için çok kıymetli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Satır aralarına yorum bırakırsanız çok mutlu olurum, düşünceleriniz benim için çok kıymetli...
Keyifli Okumalar 🖤
🎨🩹

Hareketsiz kolları bir anda yukarı kalktı, bedenimi sardı ve sanki bir bütün olmamızı ister gibi, bu mümkünmüş gibi beni kendine daha çok çekti.

Saçlarımı öpmeden önce, "Tam vaktinde geldin," dedi. "Sana en çok ihtiyacım olduğu anda."

"Hayatıma öylece girdin ve boşluğa düştüğüm her anda yanımdaydın. Sensizlik tahammül edilmesi kolay olmayan bir his." Soluklarım onun bedenine çarpacak kadar başım yaslıydı. Onsuzluk kısa sürece içinde beni tüketecek kadar güçlü, onunla olmak gerçekleri bastıramayacağım kadar güçsüzlüktü.

"İçeri gir."

Geriye doğru çekildiğinde bedenimin düştüğü boşluğu hissetmiş gibi elimi tuttu, tenimde hissettiğim sıcaklığın korları bir bir kalbime düşüyordu.

Işıkları tamamen kapalı evde, sadece küçük birkaç mum yanıyor, taş plak dönüyor, yerde dağılmış fotoğraf kareleri bu gece gittiğim yerleri yanlış zamanlarda seçtiğimi bana ispat ediyordu.

"Galiba yanlış bir zamanda geldim."

"Hayır," dedi adımları kesildiğinde. "Ben sana doğru vakitte, doğru yerde gelemedim."

Saklı tuttuğu binlerce anlam, tek bir cümlede toplanmışken korlar küle dönmüyor, aksine tekrar tekrar tutuşup alevleniyordu. Bana ihtiyacı olduğunu söylemesine rağmen yüzüme bakmıyordu. "Ecevit..." diyerek tuttuğu elimi biraz çekiştirdim ve bana dönmesi için elimden geleni yaptım, sanki bedenen benden kaçarsa kalbi de uzaklaşır diye mi düşünüyordu?

Böyle yapınca geçecek miydi? Geçecekti. Delip geçecekti. Kalplerimizde bir oyuk açacak kadar derinden geçecekti. İçimizden geçecek, tam birbirimizin ait olduğu yerde saplı kalacaktı.

"Son yalanlarımı tükettim, tüm dürüstlüğümle geldim," dediğimde birkaç saniye duraksadı olduğu yerde, gevşeyen parmaklarım usulca avucunun içinden kayarken beklemediğim bir şekilde parmaklarını sıkıştırdı ve ellerimizi ayırmama izin vermedi.

Bedenini yavaşça çevirdiğinde başımı kaldırdım ve gözlerinin tam ortasına baktım, görmeyi beklediğim yansımamı değil, tükenmişliği gördüğümde koyulaşan hareleri, gecenin karanlığıyla yarışıyordu. "Füruz," dedi, ardından bekledi ve kısık sesle tekrarladı. "Füruz..."

Bana adımla her seslendiğinde geceyi aydınlatmaya yeminli adım, onun harelerinde işlevsizdi bu defa.

Bir başlangıç ve bir bitiş...

Bu kadar hızlı olmamalıydı. Onun ne zaman hayatıma dahil olduğunu bilemeyecek kadar tecrübesizken sanki, daima varlığı kalbimde hüküm sürdürüyormuş gibi hissedecek kadar duygularımın kuklası olmuştum.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin