22.Kıyıya Vurmuş Gerçeklerin Cesedi

516 74 46
                                    

Keyifli Okumalar 🖤🎨🩹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar 🖤
🎨🩹

Göğsüme yerleştirdiğim elim, beyaz çarşafı orada sıkıca tutarken hafifçe doğrulup yüzüne baktım ve çehresinde duran ifadenin duyduklarımı yalanlamasını, benimle dalga geçen izlerin orada olmasını bekledim.

Yoktu.

Suskunluğumu bozmak için can atan algılama isteğime, zihnim cevap vermiyordu. Koyu hareleri pişmanlığın kırıntılarını bana sunarken hep oradalar mıydı ve ben mi görmekten kaçtım diye sorguluyordum.

"Özür dilerim," dedi. "Sana, seninle ilgili yalanlar söyledim."

"Bana yalan söyledin?" Başını hafifçe öne eğdiğinde bunun bir onaylama olduğunu biliyordum. "Bana yalan söyledin ve bunu seninle yattıktan sonra söylüyorsun, öyle mi!"

Ecevit'in izlerini taşıdığım bedenimi yataktan çıkarttığımda yüzüme çarpan gerçeklik dizlerimin bağını çözmüştü. Odanın belli yerlerine savrulmuş kıyafetlerimi toplamaya giriştiğimde hareketlendiğini hissedip, "Sakın kalkma," diye çıkıştım ve elbiseyi hızlıca başımdan geçirdim.

"Füruz bekle!"

Pantolonu bacağından sıyırıp konuştuğunda çoktan odadan çıkmış ve merdivenlerden inmeye başlamıştım. Tekrar seslendi, belki tam üç kere ya da beş...

Büyük bir gürültüyle dış kapıdan çıkıp hızlı adımlarımı ana girişe çevirdiğimde arkamdan geldiğini biliyordum.

Daha da hızlandım; bulunduğum yerden kaçmak, yok olmak, karanlığa hapsolmak istedim.

Yıllar boyunca içimde varlığını sürdürüp Ecevit'in hayatıma girişinden sonra kabullendiğim güven duygum, bu gece bekaretini kaybetmişti. Bu, bir bedenin kaybettiklerinden çok daha kıymetliydi.

Bütün gözyaşlarımı akıtıp yeryüzüne yeni bir deniz yaratacak kadar ağladığımda eve ulaşmıştım. Kendimi duşa atıp bedenimi yakacak kadar sıcak suyun altına girdiğimdeyse gözyaşlarım yeniden akıyordu.

Ecevit'in sesi zihnimde dolaşırken içimde bastırmaya çalıştığım kötü yan, kahkaha atıyor ve hak ettiğimin bu olduğunu söylüyordu.

Onu anlamak istiyordum, beni yalan söylediğim için terk edip giden adamın şu an neden dürüstlüğünü ortaya çıkarttığını, hele ki böyle zamansız bir anda neden söylediğini anlamak için bir sebep arıyordum.

Bulamadım. Yoktu. Hiçbir sebep de bu durumu bana izah edemezdi. Çünkü yersiz ve zamansız bir itiraf, içimdeki her şeyi yerle yeksan etmişti.

Bunun için günlerce, aylarca vakti varken o, bu geceyi seçmişti. Şafak söktükten sonra ortaya dökülen gerçekler, bedenimde taşıdığım izlerle harmanlandığında bir günaha ortaktım.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin