10.Kaburganın Kırık Kemiği

837 123 54
                                    

Keyifli okumalar 🖤

Keyifli okumalar 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🩹🎨

O gece, Ecevit'in cümlesinden sonra susmuştuk.

Öyle bir sessizliğin içine gömülmüştük ki, sanki dünyanın bütün sesleri, bzim kelimelerimizi yutmuştu.

Konuşmak istememiştim; konuşmam için zorlamamıştı. Ama dilimizden dökülmeyen cümlelerin hepsi, gözlerimizden ulaşmıştı birbirine.

Ben korkaktım. Kalbimin kapıları sevgiye kapalıyken acının çıkmaz sokaklarda yürüyen ve bunu, saklamak için çabalayan o nefret dolu kadındım.

Ecevit ise; gözlerindeki acıyı saklama ihtiyacı duymayan fakat o acıyı, alay pelerininin altına saklayan, iyi bir adamdı.

Farklı dünyaların, yaralı insanlarıydık kısacası...

Ayrı yollardan kendi hayatlarımıza dağıldığımızdaysa, hala iki yabancıydık. Belki bir gün birbirimize açılır, açık yaralarımıza dikiş atardık.

Ya da ne bileyim, artık yara bantlarına ihtiyaç duymayacağım kadar derin kesikler almazdım.

Bilmiyorum.

O gece sanki o anda asılı kalmak isteyen ruhum uykuyu reddetmişti ve Ecevit'in kelimeleriyle bir kumar oynuyordu durmadan.

Zihnimin boğukluğu, banyodaki aynanın buğusu gibi dağılırken ıslak saçlarımın nemini havluyla alıp kurutma makinesini açtım.

Hayır, susmuyordu.

Gürültülü makinenin sesini bile bastıracak kadar güçlü bir tını kulaklarıma doluyordu; bana kendisiyle bir sevgi vaat eden adamın sesi kesilmiyordu.

Yapamazdım.

Yabancı bir adamın göğsünü, ev diye benimseyemezdim. Sonra benim göğsümde bir iz kalırdı ve daima o izi örtmek için yara bandına ihtiyaç duyardım.

Hırsla kapattığım makineyi bir kenara bıraktım ve aynadaki yansımama bakındım. Uykusuzluk gözlerimin beyazını kapatacak kadar kırmızı renge boyarken içinde hissettiğim acı da giderek artıyordu.

Siyah çamaşır takımını giyindikten sonra kendimi odaya attım ve yatağa uzandığımda gözlerimi anında uykuya teslim oldu.

Ne kadar uyuduğumu bilmezken, "Füruzan!" diye evin içini dolduran gür sesle doğruldum.

Bunun bir kabus olduğunu düşünüp hızlanan nabzımı normale çevirmeye çalıştığım sırada, içeriden tekrar yükselen sesle kaşlarım çatıldı.

Kenarda duran kimonoyu üstüme geçirip bedenimin mahremiyetini koruma iç güdüsüyle önündeki kuşağı sıkıca bağlayıp odadan çıktığım gibi salona geçtim.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin