23.Kurtarılmış Çocuklukta Kaybolmuş Bir Kadın

498 68 46
                                    

Keyifli Okumalar 🖤🎨🩹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar 🖤
🎨🩹

Eskimiş fırçamın darbeleri çirkin izleriyle tuvalimi kirlettiğinde, siyahları kapatan adamın kim olduğunu biliyordum. Sanki o izleri silmeye gelmişti ama elinde tuttuğu fırça, benimkinden daha beterdi ve renkleri birbirine katıp karıştırmıştı.

Beni kurtarmamış, beni mahvetmiş, beni yalnız bırakmış, beni yalanlarla dolu bir fanusun içine hapsetmişti.

Ama Ecevit Tanşafak'tan giden bendim.

Onda kalan da...

İçeri girdiğimizden beri koruduğumuz sessizlik, giderek büyüyüp şehri esir alan kar taneleri gibi bizim seslerimizi yuttuğunda başımı dizlerime yaslamış oturuyordum.

Az önceki yaşananların gerçekliği, zihnimde yankısını sürürken Levent'in de aynı hislerle savaştığını biliyordum. Fakat o, benim gibi dizlerini kendine çekip saklanırcasına oturmak yerine, algılamak istediği gerçeklikle koyun koyuna girmiş gibi rahatsızca kurulmuştu koltuğa. Ve ifadesi, benimkine göre daha huzurluydu.

"Sana verilen şırınga boştu, benim sana verdiğim gibi," dedi Levent sessizliği bozarak. "Babam, kendini suçlu hissetmeni, ona boyun eğmeni istedi sadece."

İfadeden yoksun bakışlarım, sakince ona döndü. "Adam öldü, Levent," dedim aynı sakinlikle, ellerine kan bulaşmış bir katilin soğukkanlılığı kadar rahattı sesim. "Öldü. Bana verilen boşsa nasıl öldü?"

"Çünkü birisi onun işini senden sonra bitirdi ama ellerinde senin görüntün olduğu için babama kendini sundun bir nevi."

"Bir bok yapamazlar." Kuşkuyla gözlerimi kıstığımda mavi hareleri alayı kucakladı. "Polise giderim, babana bir mecburiyetim kalmadı. Ben yapmamışım, sen de söylersin, dersin onlara Füruzan bir şey yapmadı diye?"

Benim sakinliğim, onu çıldırtmış gibi ayağa fırladığında ansızın üstüne serilen öfkesi, bütün evin içinde gezindi, bir rüzgar misali bana ulaşıp tenime çarptı.

"Sana kim inanacak, Füruzan?" diye bağırdığında gökyüzüne kanat çırptı bütün kuşlar. "Adamın ölüm raporunda yüksek doza bağlı yazdılar, bitirdiler. Dava bile görülmedi kendi ayaklarınla gidip suçlu duruma mı düşeceksin!"

"Ama ben yapmadım!"

Kendini aklamaya çalışmanın insana verdiği iç güdü bütün benliğimi sardığında kurtaramadığım çocukluğum, bir yerlerde saklanıyordu.

"Yapmadın, biliyorum ama bir ispatımız yok."

"Kasa," dedim mırıldanarak. "Görüntüler, kasada değil mi?"

Parmakları çaresizce saçlarının arasına girdiğinde bir gerçeği yakıcı haliyle üstüme fırlatmaya hazırlanıyordu. "Füruzan, senelerce o görüntüleri orada arayıp annende olduğunu bile fark etmedin," dedi, gerçek en yakıcı haliyle önüme düştüğünde ayaklarımın dibinde bütün ateşiyle yanıyordu. Benim kırılan hislerimse o yangını körükleyecek bir benzin gibi incecik sızarak gerçeklere ulaşıyor ve adım dahi atmasam da beni yakması için onlara bir yol gösteriyordum. "Öfkenin gözünü kör edişinden anlamadın bile. O kasa, bomboş!"

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin