39.Korkunun Yas Süreci

483 38 16
                                    

Keyifli Okumalar🖤🎨🩹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar🖤
🎨🩹

Kavuşmalar, ayrılıkla taçlanmadığı sürece değeri bilinmezdi.

Biliyordum.

Bizim kavuşacağımız günün geleceğini adım gibi biliyordum.

O gün, o doğumhanede bebeğim ağlamadığında yüreğimden kopan feryat dört bir yanı inletmişti. Hatta öyle ağlamıştım ki, geçen saniyeler içinde Ali'nin ağlayışını bile duyamamıştım.

Ecevit, beni sakinleştirmeye çalıştığında duyduğum sesle, kendime gelebilmiştim.

Doktor, sürecin zor olacağını vaktinden erken doğan Ali'nin bir süre hastanede kalacağını söylediğindeyse dinen gözyaşlarım yeniden akmıştı.

Hayatım boyunca hayallerim arasında yer almayan annelik, bir anda üstüme eğreti duran elbise gibi yerleştiğinde ben o elbiseye uyum sağlamıştım.

Annem gibi olmayacağım diye metihler düzdüğüm her kelimemin de hala arkasındaydım.

Ben, annem gibi olmayacaktım.

Dünyaya gelmeyi seçmeyen bir bebeği sevgisiz koymayacaktım.

Günlerdir uyumadığım için artık acıdan kıvranan yalnızca kalbim değildi, bedenim de yorgunluğun sinyallerini veriyordu. Fakat gözlerimi kapattığımda aynı kabusların etkisinde kalıyordum.

Güzel bütün duygularım içimden sökülüp alınmıştı sanki. Sadece acı bırakılmıştı ve başka bir şey hissedemeyecek hale gelmiştim.

Kayıpların nasıl hissettirdiğini bilecek kadar çok can çıkmıştı hayatımdan. Şimdi yeniden aynı hisle baş başa kaldığımda, bebeğimin aldığı her soluk benim kor alevlerle yanan kalbime üfleniyordu sönsün diye.

Ecevit'in plansız ve zamansız ortaya çıkan işlerle mecburi ilgilenme süreci de beni yıpratan detaylardan biriydi. Ancak ona kızabilme ya da yanımda olamadığı için laf etme hakkına sahip görmüyordum kendimi.

Nasıl ki ben bu duygularla boğuşuyorsam, Ecevit'te aynı zehirli duyguların denizinde kulaç atıyordu. Aramızdaki yegane fark ise onun daha güçlü oluşuydu.

İlk tanıştığımız zamanlarda bu gücünü fark edebilmiştim; ben zar zor toparlanırken Ecevit, daha dirayetli kalabiliyordu.

Şu an içinde bulunduğumuz durumda birinin dik durması gerektiğinden bu görev Ecevit'e düşmüştü. Geceleri uyuduğumu sanırken korkusunu fısıldadığı kelimeler canımdan can alsa da sabahında bambaşka bir ruh haline bürünüyordu.

Belki de aile olmanın kuralı buydu. Birisi yıkılmaya yüz tuttuğunda diğerinin ona kolon olmasıydı.

Yatağa öylece uzanmış, hemşirenin günler öncesinde verdiği Ali'nin kokusunun sindiği şapkayla yatarken, "Füruzan," diyerek odanın kapısından seslenen Levent'e baktım. Boş bakışlarım onu izlerken, "Konuşmak ister misin?" diye sordu. "Belki iyi gelir."

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin