33.Acı, Tatlı, Daha Acı

346 40 20
                                    

Keyifli Okumalar🖤🎨🩹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar🖤
🎨🩹

Alabora olmuş hayaller, bir daha kurtarılması ve yeniden inşa edilmesi mümkün olmayan düşlerdi.

Bu gece, bir mutluluğun buruk ama tatlı olan hazzı hepimizi sararken altında acı yatan gerçeklerden kaçamamıştık. Yalnızca benim değil, herkesin damaklarını yarıp içine dolmuştu o acı tat.

Levent ve Tuana, eminim ki böyle hayal etmemişlerdi ilk buluşmalarını, ya da ben mutluluktan yaşaran gözlerimin acı bir kıvranışla akmamaya direneceğini düşünmemiştim.

Planlarım bu değildi. Fakat hayat, benim planlarımı yıkmaya ant içtiği belli olan adımını atmıştı yine. Kılıç'tan ekrana düşen arama, her şeyi alt üst etmişti.

Levent, bu gece bir aksilik çıkmaması adına Kılıç'ı babasının peşine takmış ancak annemin hesaplayamadığı hamlesi, hepimizi bir yana savurmuştu.

Hayatın adil olmadığı gerçeğiyle daha önce yüzleşmiştim. Aynı şekilde ölüm gerçeğiyle de yüzleşmiştim. Fakat bu başkaydı.

Sanki ölümleri, hayatımdan varlıklarını alıp gittiklerinde masanın üzerinde duran hesabı bana yıkmışlar gibi bir hisle baş başa kalmama neden olmuştu.

Gitmemişlerdi de, ödemeden kaçmışlar gibi...

Annem ve Yakup Kamer'in ölümü, bana vermeleri gereken hesapları kapatmadan kaçmalarıydı. Ölüm, onların tek kurtuluş yoluydu ve o yolu yürümüşlerdi.

Oysa ben, onlardan hesap soracaktım; yaşantımı bu hale getirdikleri için yakalarına yapışacaktım.

Ama olmadı...

Annemin günler önce bahsettiği uzun yolculuğun bu olacağını tahmin dahi etmemiştim. Garip hal ve hareketlerini asla böyle bir şeye yormamıştım. Evet farklıydı, her zamanki gibi değildi ama ölümünü planlayacak kadar da cesur bir kadın değildi.

Herkesin kulağına basit bir trafik kazası olarak dolacak ölümlerinin, annemin planı olduğu hafızama kazınıyordu yalnızca.

Levent, detayları öğrenmek için Kılıç'la görüştüğünde annemin bile isteye bunu yaptığının belli olduğunu, arabayı kendisinin kullanıp bir kere bile frene basmadan arabayı hızla refüje çarptığını aktarmıştı.

Annem, sahiden de Yakup Kamer'i alıp uzun bir yolculuğa çıkmıştı...

Tek bir telefonla aldığımız haber, bizi yeni bir yola sürüklerken hepimiz sessizdik. Levent, kafasında her ne kuruyordu ya da üzülüyor muydu biliyorum ancak ben bütün garip duygularla kavruluyordum.

Fazla düşünmekten başım ağrırken saç diplerim zonkluyordu. Aklıma gelenlerle de midem çalkalanıyordu. İçimi dışıma çıkartmak istiyordum...

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin