16.Askıya Alınan Kalp

596 104 38
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar 🖤

🎨🩹

Bugün onuncu gün...

Onsuz geçen onuncu gün...

İki veyahut üç ay gibi kısa bir süreç içinde kendini hayatımın ortasına bu kadar kolay mıhlaması doğru değildi. Ya da onun değil, benim onu hayatımın tam ortasına oturtmam; kalbimin ortasına vazgeçilmez bir çerçeve misali asmam doğru değildi.

Şimdi kalbimde eğik duran çerçeveyi düzeltebilecek veya onu oradan kaldırıp atabilecek gücüm yoktu.

Ona gitmek, ondan vazgeçmekle eşdeğer duyguların içinde sürüklenmeme sebep olurken maneviyatım, Ecevit'e gerçekleri açıklayabilecek kadar da güçlü değildi.

Devamlı şikayet edip durduğum balkonda oturmuş, soğuktan koruyabilecekmişim gibi kollarımı kendime sarmış, ciğerlerimi kirletiyordum.

Yeni söndürdüğüm sigarayı umursamadan bir tane daha yaktım; ona gidemeyişime, onun bana gelmeyişine...

Gecenin karanlığına hapsolmuş sokak, yüksek sesli müzikle ucuz bir gece kulübü havasına bürünmüştü bir anda. Aşk acısı çeken mahallenin gençlerinden biridir diye düşünüp gülümsedim. Evimin bulunduğu sokak böyleydi; küçük bir mahalle olmasına rağmen, semtin sevdalısı çoktu. İçlerinden birisi terk edilse, ekip toplanır ve küçük çaplı terapi yaparlardı teselliye ihtiyacı olan arkadaşlarına.

Binanın önünde kesilen motor sesiyle, müziğin sesi daha duyulabilir hale geldiğinde oturduğum yerden kıpırdanıp aşağıya baktım. Gördüğüm görüntü, beni duraksattı. Siyah korkuluğa ellerimi yasladığımda metalin soğuğu avuçlarımın içini dondururken kalbim, cayır cayır yandı.

Ve tekrar baktım emin olmak için.

Turuncu araba apartmanın girişinde duruyor, Ecevit'se arabadan inmiş yukarı bakıyordu. Ellerini dudaklarına siper edip, "Füruz!" diye bağırdığında aramızdaki mesafeden değil ama müzik sesinden beni duymayacağını bilmeme rağmen, "Ştt!" diye seslendim susması için.

"Füruzan, beni affet!"

"Ecevit, sus!" diye tekrar bağırdığımda karşı binanın ışıkları bir bir yanmaya başlamıştı. Bu demek oluyordu ki, az sonra bizim komşular da konuya yeterince hakim olacaktı.

Balkondaki masada duran telefonu alıp hızla Ecevit'i aradığımda cebinden çıkarttığı cihazı kulağına dayadı. "Müziği kapat ve yukarı çık."

Cümleyi bitirip çağrıyı sonlandırdıktan sonra acele adımlarımı koridora çevirip binanın dış kapısını açan düğmeye bastım ve beklemeye başladım. Pervaza yasladığım tırnaklarım çelik kapıda ritmik hareketler edip tok bir ses yaydığında karşımda Ecevit göründü.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin