11.Kalbe İnen Zincir Merdiven

789 121 63
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

Keyifli Okumalar 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎨🩹

Kalbim, zincilerin tuttuğu merdivenle ulaşılabilecek kadar kuytudaydı. Daha önce kimse o merdivenlerin paslı zincirlerini tutup kalbime giden basamakları inmeye cesaret etmemişti.

Reyhan'ın cümlesi, zihnimin derinlerine yerleşmek için bir boşluk yakalamaya çalışırken Ecevit'in bakışları o paslı zincirlere değiyor ve inebileceğinden emin olmak ister gibi durumu tartıyordu.

Dudaklarım şaşkınca aralanıp kapandığında tekrar suskunluğa gömüldüm.

Ülfet'in halimi fark etmesi fazla uzun sürmemiş, Reyhan'a kaş göz işareti yaparak susmasını öğütlemesi bir olmuştu. Reyhan'ın kıkırtıları yükselirken, "Reyhan, çok ayıp!" dedi uyarıcı bir tonlamayla. "Füruzan'ı kızdırıyorsun."

"O, bana kızmaz ki," diye Ülfet'i yanıtlayıp hemen bana döndü Reyhan. "Kızdın mı bana, Füruz?"

Odadakilerin gözleri üzerimde dolaşırken her kapatıp açtıklarında bir ok gibi kalbime saplanıyordu bakışları. "Hayır, tatlım," dedim ve kendimi gülmek için zorladım. "Sana kızmadım ama başkaları sana sırlarını verdiğinde bunu, gizli tutmalısın."

Ecevit'in boğazını temizlemesiyle ona bakma ihtiyacı duyduğumda bana bakmıyordu; fakat bıyık altından güldüğünü görebiliyordum. "Sanırım şu çerçevede beş kişi var ve içinizden birisi eksik," diye konuşup, başıyla konsolda duran çerçeveyi işaret etti konuyu değiştirerek.

Kızlar ve benim fotoğrafımı camıyla örtüp yıpranmasını, eskimesini engelleyen çerçeveden bahsediyordu.

"Gamze Ablam, biraz hasta," dedi Çiğdem ve başını öne eğip dudağını sarkıttı.

Bakışlarım Ülfet'le kesiştiğinde kaşımın teki havaya kalkmıştı. "Okulda olduğunu düşünmüştüm!"

Ses tonumda varlığını sürdüren tını, gizli kalan kelimelerimi Ülfet'e anlatmaya yetmişti ki, "Size kahve hazırlayayım, mutfağa geçelim," dedi kızları işaret ederek.

"Siz paketlerinizi açın, kızlar," diye onlara doğru konuşup ayağa kalktım. "Gamze'ye ait olanlara da dokunmayın."

Hevesle başlarını sallayıp paketleri açmaya başladıklarında bizde mutfağa geçmiştik.

"Seni dinliyorum, ne yapmaya çalışıyorsun bana söylemeyerek!" İlk cümlem bu olduğunda, kulağa fazla suçlayıcı geldiğini fark ettim ama durumu toparlama ihtiyacı duymadım.

Gecenin DördüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin