Bir adet serseri tarafından laf yemek..
Ne güzel ama!
Neydi şimdi bu? İlk kez biri benimle bu şekilde konuşmuştu. Kimse cesaret edemezdi ama o etmişti.Kimse beni karşısına alacak kadar aptal değildi. Aslında ailemi karşısına alamazdılar. Şahdoğlu'nun kızı olma ayrıcalığı. Aman ne hoş. Bir Soyadının arkasına saklanmak ne kadar güzel olabilir ki?
Nerden çıktı şimdi bu çocuk diye kendi kendime konuşmaya başlamıştım. Sinirden titreyen ellerimi nereye koyacağımı bilemez halde saçlarımı çektim.
Nereden çıkmıştı bu çocuk?
Merak mı etmiştim?
Ben?
Yok artık daha neler derken alaycı bir gülüş atarak tısladım. Az önce bana onca lafı sokan o mavi gözlerini oymak istiyorum. Sinirden dudaklarımı yemeye başladım ve kendimi sınıfa attım.Ayla anımda yanıma gelmişti.Koştuğu her halinden belliydi ve bu bakışı tanıyordum. Fazla meraklı bakan gözler... Maalesef çok meraklıydı ama en iyi arkadaşım olduğu için çekmek zorundaydım bu ızdırabı. Dünya tatlısı bir kızdı, benim aksime sıcak kanlıydı. Herkesin aksine bendeki beni tanıyan biriydi. Gözleri artık anlat diye yalvarırlen dayanamamıştı artık.
"Ne oldu Sim, bu ne hal sinirden titriyorsun? " endişeli bir şekilde omzuma tutarak bana destek oldu.
"Sadece sinirlerim bozuk o kadar." sırada duran şişenin kimin olduğunu önemsemeden yüzüme bir kaç kere su serptim. Ayla hemen bana dönerek hararetli bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ne dedi sana o çocuk? Çok yakışıklıydı değil miydi? Eskişehir'den yeni gelmiş.Bütün kızlar onu konuşuyor." gözlerini büyüteceği kadar büyüterek bana bakmaya devam etti.Aptal sırıtmalarıyla hem beni gülümsetmeyi başarmıştı hemde sinir etmişti. Nezih'e kıl olmuştum çünkü onunla ilgili bir şey duymak dahi istemiyorum.
"Abartma Ayla o kadarda yakışıklı değil." gözlerimi devirdim.
Yalan. Fazla yakışıklıydı.
Okula geldiği ilk gün lavaboda bir kızla yiyişmesi gerçeğini ve bana söylediği pervasız sözleri onun ne kadar adi biri olduğunu göstermişti. O yüzden yakışıklıymış pekte önemli değil açıkçası.
Aylanın bana şaşırmış bakışlarını görünce ona döndüm.
"Kızım ne abartması ya.O boy,o endam ,o maviş gözleri ve baklavaları yerim yerim... " derken içi geçmişti resmen, cümlesini tamamlamasını beklemeden sözünü kestim.
"Aylaa " diye çemkirdim. Biraz kendini toplayıp beni rahatlatmaya çalıştı ama gülüyordu.On birinci bakışımı ona atınca...
"Tamam tamam sustum.Sahi ne konuştunuz o kadar?" Bir an Nezih'in bana söyledikleri aklıma boylu boyunca sıralandı ve ellerimi sıkmaya başladım.
"Bana canın çektiyse sıranı bekle dedi inanabiliyor musun? Hayvan. " dediğimde gülmekten yerlere yattı resmen.Ahh cidden o da böyle yapacaksa öleyim ben en iyisi.
"Ne? Oha gerçekten bende inanamıyorum. Vay be çok seksi bir cümle, aynı kendi gibi " Gülmeye bir başladımı zaten durduramazdık onu. Hele yapma dedikçe dahada gülerdi.Ayla neden böylesin. Ayla'ya tip tip baktığımda birazda olsa durulmuştu.Ciddi olduğumun farkında olacak ki dahada güldü.En yakın arkadaşlar bunun için mi vardı?
Yeliz'in yanımıza koştuğunu görünce biraz duraksadık.Yanımıza geldiğinde bugün olanlardan haberi olmadığını hemen anlamıştık çünkü haberi olsaydı şuan deli gibi her ayrıntıyı öğrenene kadar beni bırakmazdı.Neyse ki bilmediği için şükür etmiştim. Yeliz,Ayla ve ben hep birlikteydik ama Ayla'yla daha samimi olduğum doğrudur.Yeliz sarışın ve hoş bir kızdı.Bazen düşüncelerimiz hiç uyuşmazdı. Belki bu yüzden ona daha uzaktım bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Teen Fiction... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...