"Buralarda tanıdığınız dövmeci var mı acaba?"
"Bilmiyorum bayan."
Şaka mı bu? Nasıl bilmiyorum? Saatlerdir dövmeci aramaktan ayaklarım ağırdı be! Okuldan çıktığımda Kadiköy'e geçtim.Okulum Ataşehir'de olduğu için buraya yakındı ve bir an önce şu lanet yazıdan kurtulmak istiyorum.Zaten neden bu yakada oturuyorsak! Babama Avrupa yakasına taşınalım ısrarlarına rağmen buradan vazgeçmemişti.Onun için doğduğu yer yani Üsküdar çok önemliydi.Tamam bende seviyorum ama Bebek,Etiler bırada değil sonuçta.Benim takıldığım mekanların bir çoğu karşıda ve ben orada oturmakta ısrarcıydım.Sürekli gidip gelmektense orada oturmak daha mantıklıydı ama bunu gelde babama anlat.En son küçük bir tabelada gördüğüm yazı ile pasajdan içeri girdim ve merdivenlerden yukarı çıktım.Sonunda bir dövmeci bulmuştum.Loş ışıklar altında ilerlerken kormadım değil.Müzik gelen odaya girdiğimde ortam yapmışız beyler diyesim geldi.Cidden ortam hoş gözüküyordu duvarlarda asılı bir sürü dövme resimleri, çıplak vücutlar ışıkların arasında parlıyordu.Yanıma yaklaşan dev gibi adam üstten aşağıya dövme kaynayan vücudu ile beni süzdü.Kaşındaki pirsinkler ona daha bir hava katmıştı.
"Nasıl yardımcı olayım?" sesi düz ve ifadesiz çıkmışken benimkisi boru gibi çıkmıştı.
"Şey.." ışık yok mu lan yaksanıza! Gerildim burda.Bir şey söylememi bekleyen adam arkasını dönerek çekmeceden kalın bir dosya çıkarıp masaya attı.Koymadı yalnız attı.Ne bu ergen tavırlar yani?
"Bunlara bak ve seç.Sonra haber verirsin." diyerek dövme yaptığını tahmin ettiğim odaya geçti.Neden normal insanlar rastlamazki bana.Hepsi odun olmak zorunda mı?Girdiği odaya yöneldiğimde kapının krişinde durdum.Dövme yapmak istemiyorum ki ben.Ne diye önüme tutuşturdu bu dosyayı.Kapıyı biraz araladığımda ise içeride bir kadın vardı.Sırt üstü yattığı yerde üstünde hiçbir şeyin olmaması ile tiksindim.İç çamaşırını giyebilirdin sürtük! Pirsinkli adam kadının belinden biraz daha aşağıda iğneyle bir şeyler çizip dövme yapıyordu.Eli kadının teninde gezerken bunun normal bir dövme olmadığını anlamam kısa sürdü.Oha lan kadını resmen elliyor şerefsizin kuzeni ! Kadında bundan zevk alıyor sanırım kusucam.Zaten üstünü giyinmemesinden belliydi.Buradan hemen çıkmam lazım diyerekten geriledim ve kapıya doğru ilerlediğim sırada yere düşürdüğüm lanet şey yüzünden cam şişe tuzla buz oldu.Süperim ben gerçekten harikayım! Çıkmak üzereydimki pirsinklinin yanıma gelip kapıyı tutması ile gidemedim.Hadi bakalım Simay ne bok yicen.Adamın tipi zaten korkutucuydu ve bu ortam beni fazlasıyla germişti.Bilmediğim dövmeciğe neden geliyorsun ki.Kafama tüküreyim.
"Adın ne?" What? neden soruyor ki?
"Simay." ismimi söylemem üzerine pirsinkli biraz düşündü.Ne düşünüyor anlamadım.
"Ne istiyordun?"
"Şey...Ben dövmemi sildirmek istiyorum." kekelemesem iyi kızım aslında.
"Birazdan oda hazır olur."
"Aslında..." gerek yok dememe kalmadan içeri odaya tekrar girdi.Sorunu ne bu adamın anlamadım valla.Dövmemi sildirmek istiyorum ama daha deminki manzara yüzünden o adama bunu yaptırmak istemiyordum.Gitsem...Yok gidemem adamın tipi de bir değişik şimdi.Gitmeme izin vermemişti daha demin.Hemen Ayla'ya kısa bir mesaj atıp yardım mesajı yolladım ve olduğum yerin adresini verdim.
' Adam bir değişik yardıma gel! ' yazdım ve yolladım.Anında gelen mesaj ile sevindim.
' Dövmemi yaptırcan? Nereden çıktı bu Simay! ' he dövme yaptırcam!!
' Dövme sildircem! Soru sorma ve gel! '
İçeriden daha demin ellemediği yeri kalmayan kadın çıkarken sesli kahkahalar eşliğinde pirsinkli adamda çıktı.İsmini bile bilmiyorum adamın.Göz kırpmalar eşliğinde giden kadın beni süzmeyi ihmal etmemişti.Pirsinkli adam bana döndüğünde ise kafasıyla içerideki odaya işaret etti.Nerede kaldın be Ayla! Adamda ne kadar konuşkandı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Teen Fiction... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...