Hızın etkisiyle koltuğa iyice yapışmıştım bile elim kapının kolunu tutarken diğer elimle Nezih'e tutuyordum.Aslında hızı seven bir kızdım arabalara düşkündüm küçükken hep arabalarla oynardım diğer kızlardan ayıran bir şey daha, çok kavga ederdim ama şuan arabayı ben kullanmıyordum.Nedense direksiyon başında gaza basmak kolay gelirdi bana ama yan tarafta oturuyor olmak korkmama neden olmuştu.Belki de arabayı kullanan Nezih olduğu içindi.
"Biraz yavaşlasan diyorum!"
"Ne oldu bayan kibirli korkuttum mu seni" derken o gayette eğleniyordu.
"Korkmak değilde sadece boku bokuna ölmek istemiyorum hemde seninle!"dememle kahkahayı patlattı.Şuan ben gergindim, onun yanında rahat olamıyorum nedense ama o çok rahattı.
"Neden benimle ölmek kötümü? Son nefesini verirken böyle bir yakışıklıyı zor bulursun demedi deme." Ölmek...Onunla ölmek mi? Ne saçma ama insan ölürken sevdiği olsun ister yanında seni değil! Bunları konuşurken tüylerim ürpermişti.Gözlerimi devirerek önüme döndüğümde bir süre sustum.
"Yanlış bir şey mi dedim Simay?" derken sesi tedirgindi.
"Hayır sadece ölümden falan bahsetmek tüylerimi ürpertiyor o kadar."
"Haklısın kusura bakma."
"Kibar olabiliyormuşsun."derken ona gülümsedim.
"Simayy" derken sesi muzip bir şekilde beni uyarıyordu.İsmimi söylemesi nedense hoşuma gitmişti.Gözüm direksiyonda duran eline gittiğinde elinin yaralı olduğunu gördüm.Anlaşılan kavga etmişti.Tam da ona göre bir şey!
"Eline ne oldu?"
"Önemli bir şey değil."
"Sürekli kavga mı edersin sen? Yoksa sadist falan mısın her zaman bir yerin yaralı oluyor." dediğimde gözleri gözlerimi buldu.Dudağının kıvrılmasıyla hafif tebessüm etti.
"Sen beni mi inceliyorsun? Bir röntgenciliğin kalmıştı."
"Röntgenci mi ?? Dikkatli biriyim sadece o kadar." dediğimde kaşlarımı çatarak önüme döndüm.Bir süre sonra sorumu cevaplamıştı.
"Hak edene hak ettiği değeri vermelisin yavrum."
YAVRUM ?
Bana yavrum mu demişti.Şaşkınlıkla suratına baktığımda o ise gülüyordu.
"İçindeki hanzoyu susturmayı denesene güleceğine!"
"Hanzo mu? Hanzo.." dediğinde hala kıkırdıyordu elleri saçlarının arasında gezerken ben onu seyrediyordum.
"Hep hakaret ediyorsun güzelim seninle nasıl anlaşacağız bilmiyorum."
"Seninle anlaşmayı düşünmüyorum sadece şu ödevi yapıp bitirmek istiyorum."
Nihayet apartmanın önüne gelebilmiştik.Asansöre bindiğimizde hiç konuşmadık.Buraya geldiğim için kendime küfrediyordum en son sarhoş olarak beni buraya getirmişti ve onun yatağında gözlerimi açmıştım.İçeri girdiğimizde salona geçtim direk kitapları masaya koyup bir an önce çalışmaya başladım.Aman tamda bana göre hareket ben ders çalışıyordum. İnanılır gibi değil gerçekten en son ilkokulda falan çalışmışımdır şimdi sırf onun yüzünden ödev yapıyordum.
Ödeve başlamadan önce konunun ne olduğunu bile bilmiyordum.Nezih tepeme dikilip bana baktığında bir an nefes alamadım sanki.
"Orada dikilecek misin öyle?" dememle yanıma gelerek yere çömeldi.Kendimi biraz ondan geri çekerek kitapları karıştırmaya başladım.Zeki öğrenci moduna geçtiğimde konunun ne olduğunu bilmiyor olmama lanet ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Fiksi Remaja... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...