FIRAT TANIŞ- Yani Olmuyor
"herkes hak ettiği değeri görmeli değil mi?" cılız çıkan sesim onun repliğini söylerken onu daha çok kızdırdığımı biliyordum.
Korku tüm bedenimi hapsetmişti, gözlerim ağlamamak için direnirken gözlerim acıyordu.Onun gözlerinde ise öfke ve nefret vardı.Gözlerine bakmak bu kadar zorken inatla gözlerine baktım.Geri adım atmıcaktım.Bana hayvan gibi davranan bu adama yenilmicektim.Beni suçlayan bu adama yenilmicem.Sen mi yaptın diye bile sormayan bu adam beni neden bu kadar yıkmıştı. Bunu yaptığıma bu kadar nasıl emindi? Gerçekten dövüş yaptığını söyleyenin ben olduğumu mu düşünüyor! Aklım almıyor gerçekten yapmadığım bir şey için şu an iliklerime kadar kötü hissediyorum.Bileğimi kavradığı elini her defasında daha çok sıkarken kendimi bağırmamak için zorluyorum.
"Peki sen ne hak ediyorsun Simay Şahdoğlu! " buzlu nefesi suratıma çarparken düşünme duyularım kaybolmuştu sanki.Güçlü olman lazım Simay diyerek içten içe kendimi motive etmeye çalışıyorum.Ama Nezih bana bu kadar yakın ve bu kadar öfkeliyken ne kadar başarılı olabilirdim!
"Bana bir şey yapamazsın Nezih Kıraç." onun söylediğene karşılık aynı tonda bunları söylerken ateşle oynadığımın farkındayım ama onun karşında ezilmeye niyetim yok.
"Korkuyorsun." derken alayla dudağı kıvrıldı.
"Aslaa! Senin gibi soyadının arkasına gizlenen ukalalardan mı korkucam? " demez olaydım.Yüzümdeki sıcaklık alev atarken kafam sağ tarafa düştü.Saçlarım yüzümü kapatırken yanağımdan küçük bir yaş aşağıya inmeye başlamıştı.Bu anı hatırlıyorum ve hatırladığım için kafamı yerinden koparmak istiyorum.Bana attığı tokatla hatırladığım o an yüzümdeki acının daha çok artmasına neden oldu.
' Neden yaptın nedennn!!Bunu bize neden yaptın.Senden nefret ediyorum...'
' Kızım dur lüt-feen... '
' Bana sakın kızım deme! '
Hatırladığım her kelime bana acı verirken güçlü kalamadım.Her insanın zayıf bir noktası vardır ve bu çok acı verir.Sırtım kepenkten aşağıya kayarken beni tutan eller üzerimden çekilmişti.Dizlerimin üstüne oturduğumda bana tokat atan Nezih'e baktım.Bir kez daha yüzüne tükürmek istedim.Ama sadece istedim.Cebinden telefonunu çıkardığında biriyle konuştu yanımda konuşmuştu ama sesleri algılayacak durumda değildim.Sıklıkla nefes alırken önümde ayaklarının üstüne eğilerek bana bakmaya devam etti.
"Bu sefer seni astım krizin kurtaramaz." bir insan ne zaman bu kadar iğrenç olur.Her kelimesi kalbimi sıkıştırırken nasıl böyle duygusuz olabilir! Şu an onu öldürmek istiyorum.Üstüne atılıp parçalamak istiyorum.Buna ne gücüm ne de cesaretim vardı.Onun yanında bu kadar nasıl aciz kalıyorum! beni her defasında berbat bir insanmışım gibi hissetmemi nasıl başarıyor?!
"Bundan sonrada seni kimse kurtaramaz." neşeden yoksun bir tebessüm ederek ona baktım.
"Şu an tehdit edecek pozisyonda olduğunu sanmıyorum güzelim." arkadan gelen iki adamın sesiyle onlara baktım.İkiside iri yapılı hayvan gibi adamlar.Neden geldiler ki şimdi.Az önce bunlarla mı konuştu Nezih.
"Sonunda gelebildiniz beyler!" derken Nezih'i ayağa kalktı ve onlara doğru gitti.Telefonda onlarla konuştuğunu anlamış oldum ama hala neden çağırdığını bilmiyorum.
"Kusura bakma abi.Paket bu mu? " Malkoçoğlu bıyıklı olan adama gözlerimi kısarak baktım.Ne diyor bu lan! Paket derken??
"Evet." Nezih bunu söylerken bana baktığında ona nefretle bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Teen Fiction... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...