Cem Özkan - ACABA
Yataktan ayrılmam tırnağımın etimden ayrılmasından daha zordur.Resmen yatakla aşk yaşıyoruz esneyerek yataktan kalktım.Üstümü giydikten sonra bir saat boyunca saçımı düzleştirmekle uğraştım arada alnımı ve kulağımı yakmayıda ihmal etmedim.Son rötuşlarımı yaptıktan sonra eteğimi aşağıya çekmeye çalıştım.Kısa olduğu için değil malum bacağımda hala koskocaman NEZİH yazısı durduğu için! Adım attığım sırada gözükme riskini göz önünde bulundurarak çorap giydim.Bir süre böyle takılcam anlaşılan.Ayla ve Yeliz'in olduğu üçlü gruptan gelen mesajlara göz atmaya başladım.Yeliz her zamanki gibi bugün ne giysem diye attığı resimlerle hafıza kartımı doldurmuştu.Cevap vermeden telefonu çantama attım ve aşağıya indim.Kahvaltı masasına oturduğum nadir günlerdendi o da kaç gündür doğru düzgün bir şey yemediğim içindi.Babam gazetesini okurken gözlüğünün üstünden bana baktı.Yaşlandın be baba.İçim bir an burkulsada tatlılığına gülümsedim.
"Nasılmış benim meleğim."
"Yuvarlanıp gidiyoruz işte baba."
"Bak sen" gazetesini indirip yanağımı sıktı.
"Ah baba nazik olsana biraz acıdı." küçük bir bebek gibi şımardım o dakka.
"Akşam misafirimiz var geç kalma Simay." annem Hande'ye kısa bir bakış attım.
"Kimmiş bu misafir." misafirden nefret ederim.Misafir denen şey oturur bir daha kalkmazdı.Kalkmasını beklersin ama yok japon yapıştırıcıyla sanki koltuğa yapıştırdında kalkamıyor.Küçüklükten beri gelen antipatim misafirlere karşı çok büyüktü.Hele ki evdeki hazırlıklar hiç bahsetmiyorum tam bir facia bana göre.Bir an önce misafir gitsin diye oturduğu yere gidip tuz döktüğümü bilirim.Kimden duymuşsam artık bunu bende yapmıştım.İşede yaramadı zaten buna batıl inanç mı dersiniz ne dersiniz bilmem ama ona kadar düşmüştüm işte.
"Semih ve babası."
"Ne? Neden ki? Ne gerek var hem."
"Simay! ayıp oluyor ama onlar bizim ortağımız oluyor." ortakları batsın.Semih'de ne diye kabul ediyor gelmeyi istemese babası onu zorla getiremezdi.Bu kaç gündürde meydanda yok kesin bir şeylerin peşinde.Paranoyakda olmuş olabilirim bilmiyorum.Ağzıma bir şeyler tıktıktan sonra kalktım masadan.Sabahları bir şeyler yemek en zor şeylerden biriydi bana göre.Ha birde aç karna dişlerimi fırçalamak o da kötü.Salih Bey ile arabanın aynasından bakışarak okula gelebilmiştik.Hiç konuşmadığımızı fark etmiştim şu an çok garip.Her neyse.Okula geldiğimde Ayla beni kapıda karşıladı.Dün anlattıklarımın rövanşını alacak tabi.Ah bu kız dedikodudan ölecek.Tabi bende.Yani bütün kızlar.
"Simay kızım dün anlattıkların doğru muydu?Hayır yani sen yalan söylemezsin de yinede inanamıyorum.Sen ve Nezih ? Öpüşmek? Aman tanrım ! " sesinin volü artınca ağzını elimle kapatmak zorunda kaldım.Heyecandan eli ayağa rahat durmuyordu bu halleri beni gülümsetmeye her zaman yetmişti.
"Şşş sakin ol biri duyacak şimdi.Ayrıca abartma "
"Ne! Abartma mı? Öküzlük etme Simay.Zaten herkes sizi sevgili sanıyor malum 'benimsin' diye bağırmıştı Nezih bey şimdide gerçek olmuş oldu işte."
"Sevgili değiliz Ayla!"
"He he Simay."
"Ayla! "
Sınıfa doğru ilerlemeye başladığımızda Yağız'la karşılaştık.Bir dakika bu neden bizi görmezden geldi şimdi? Yanımızdan öylece geçip giden Yağız'ın arkasından Ayla'yla bakakaldık.Ayla'ya bir şey mi yaptın bakışı attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Ficção Adolescente... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...