Hozier - Take Me To Church
BENİM OLANA GÖZ KOYANIN AĞZINA SIÇARIM
Herkes duymuştu işte.Nezih bunu söylerken hiç utanmadan ilan etmişti.Okul dedikoduyla çalkalanırken tek gündem Nezih ve bendim.Herkes ikimizin sevgili olduğunu konuşurken bakışlar hep üzerimdeydi.İnkar etsemde bir işe yaramıyordu işte.Nezih resmen söylemişti ve herkes buna inanıyordu.Olanlardan dolayı kafamı nereye vursam diye düşündüm buna nasıl engel olabilirdim.Dedikoduları susturmanın yolunu düşünürken Ayla olanlara hem kızmış hemde olanlara gülüyordu.Dengesiz ya.
"Gülmeyi keser misin!"
"Bu çocuk senden nefret falan etmiyor."
"Ah tabi o yüzden bana çin işkencesi yapıyor!"
"Neden kavga etti o zaman ya da neden BENİMSİN diye ilan etti."
"Ayla! anlamıyor musun sırf beni rezil etmek için işte.Bana hayatımı zehir etmek istiyor! " evet öyleydi bana zehir etmek istiyor aldığım her nefesi.
"Yinede kafam çok karışıyor yaptıkları..." derin bir nefes aldı."neyse."
"Semih'e söyleyecektin ama o kendi ağzıyla itiraf etti.Bile bile..."
"Böyle olacağını tahmin etmemiştim üzgünüm ama yinede tek başına Nezih'le uğraşamazsın.Dedikodular bir süre sonra durur onları takma kafana hem sana ne yaptıklarını kimse bilmiyor ki.Dışarıdan popüler bir çift olarak duruyorsunuz ve buna engel olmak isteyen Semih. " dışarıdan böyle görünüyoruz birde içimizi bilseniz.
"Onunla sevgili olduğumuzu düşünmelerini istemiyorum Ayla! İkimizi adının yan yana gelmesi dahi midemi bulandırıyor."
Biz bunları konuşurken aklım müdür odasındaydı.Tabiki yırttılar.İkisininde arkası sağlamdı onlara bir şey olmayacağı belliydi.Şikayetçi olmadılar birbirlerinden ve bu şu demek oluyor; biz kendimiz hallederiz.Evin yolunu tuttuğumuzda ise aklım Nezih ve Semih'deydi.Birbirlerini öldürecek kadar nefret ediyorlar ve bu olay kapanmayacaktı.Ta ki birinin canı yanana denk.Sonlar hep birinin canı yanması ile bitmek zorunda mıydı? Belkide.
Müzik son ses bangır bangır...Düşüncelerimi susturmaya yetmese de iyi geliyor.Ayna kaplı duvarlardaki görüntüm eşliğinde attığım her adım biraz daha iyi geliyor.Okuldan sonra eve geçmeden buraya gelmiştim.Gizli köşeme yani bir nevi sığınağıma.Dans etmek iyi gelmişti.Boncuk boncuk akan terlere aldırış etmeden devam ettim.Üstümde jeanle pek rahat olmasamda önemsemedim.Onunla konuşmam lazımdı ama onunla konuşulmuyor ki.İletişim kurduğumuzu sanmıyorum sürekli birbirimizi yaralayan cümlelerden başka bir şey kurmuyorduk.Okuldaki olay aklıma gelirken kafamı iki yana sallayarak uzaklaştırmak istedim.Uzaklaşsınlar benden ama yok yapıştılar.Müziği kapattım ve aklıma gelen şeyin doğruluğunu sorgulamadan çantamı alıp odanın kapısını kitledim.Asansörü beklemeden merdivenlerden indim ve dövmeciye gitmek için taksiye bindim.Bacağımdaki dövmeyi sildirmek için değil ama.Ondanda kurtulmak gerek gerçi.Taksiye parayı verip indikten sonra pasajdan içeri girdim.Pirsinkli beni tedirgin etsede onunla konuşmam lazımdı.İçeri girdiğimde loş ışık altında kimse yoktu demek içerideki oda da birine dövme yapıyor ya da elliyor mu demeliydim.Koltuğun köşesine oturup beklemeye başladım.Pirsinkli geçen gelişimde beni pek hoş karşılamamıştı.Nezih'in metresi misin diyişi hala aklımda.Maymun suratlı bana bunu söylemişti! Kapının açılmasıyla yerimden kalktım içeriden platin saçlı uzun boylu bir kadın çıktı.Üzerindeki leopar elbise ile dışarı fışkırmış basenlerine yüzümü buruşturarak baktım.Otuzlu yaşlarda biriydi yüzündeki badana ile maymuna benziyor aynı.Leopar görmek midemi bulandırıyor sevemedim bu kumaşı bir türlü.Pirsinkli kadının belinden tutarak ona eşlik etti beni görmesiyle yüzündeki sırıtış gitti.Ne arıyorsun burada bakışlarına gülümseyerek karşılık verdim.Kadının bakışları beni süzerken gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGEN|Gardımı düşüren(Askıya alındı)
Teen Fiction... "Nezih sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin" "Söz veremem güzelim" "Bir kere..." son bir umut parçasıyla "Bir kere söz ver" dedim. "Sor hadi" sesinde her an vazgeçebili...