Bölüm 2

3.1K 230 66
                                    

O kadar da özel bir insan olduğumu düşünmezdim.

Taa ki kendi dünyamın Tanrı'sının benden kurtulmak amacıyla başka bir evrenin Tanrı'sıyla görüşüp, beni o evrene yolladığı ana kadar!

Melek Hanım benim isteklerimi dinledi ve benim için uygun bir beden bulduğunu söyledi.

Heyecanla kim olduğunu soracaktım ki buna fırsat vermeden kıçıma tekmeyi bastı, tabii ki mecaz anlamda.

Duyduğum son sözleri ise "Seni hemen o bedene gönderiyorum, daha fazla başıma bela olma!" olmuştu.

Her şey karanlığa bürünürken Tanrı'ya teşekkürlerimi ilettim.

Sanırım artık ben de reenkarne kitaplarındaki gibi bir başkarakterim.

Yaaaaani, hiçbir pişmanlığım yok!

Eski hayatımdan o kadar da keyif aldığım söylenemez sonuçta.

Karanlığın baskısı azalmaya başladığı vakit bir bedende varolduğumu hissettim.

Duyduğum ilk şey bir ağlama sesi oldu. "Ablaa, lütfen beni terk etme! Uyanmalısın ve bana iyi olduğunu söylemelisin!"

Gözlerimi yavaşça araladım, bu tatlı ses kimin?

Burnuma dolan hafif çiçek kokusu beni mest etti.

Başucumda ağlayan kıza baktım. "Juliet?"

Ahhh! Güzel Juliet'i sonunda görebildim!

Cennette miyim?

Juliet Lovett, lila rengi uzun dalgalı saçları ve açık yeşil renk gözleriyle bir meleği andırıyor.

Kendime iyice geldiğimde fark ettim ki odadaki herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu.

"Abla, uyandın!" diyen Juliet'e gülümsedim.

"Uyanmamı söyleyen sen değil miydin sonuçta?"

Hiç bilmediğim bir dili anlayabildiğimi ve konuşabildiğimi görünce çok şaşırdım.

Melek Hanım, cidden mükemmel!

"E-evet, teşekkür ederim!" dedi Juliet utangaç bir tavırla.

Odadaki doktor büyük bir şokla konuştu. "Bu bir mucize, az önce kalbinin durduğuna emindim. Ölümden döndünüz Leydi Miranda!"

Anlıyorum, demek ki Juliet'in ablası olarak reenkarne oldum.

Miranda Lovett, ana karakterin ablası, buna rağmen pek bir rolü yoktu. Çoğu zaman Juliet'in yanında dururdu ama onu koruyamayacak kadar çekingen bir karaktere sahipti.

Romanın ortalarına doğru Juliet'i öldürmeye çalışan düşmanlardan biri, hizmetçiyle anlaştı ve onun çayına zehir koydurttu.

Bu zehir çok güçlü bir zehir ve bir damlasından içen birisi bile ölüme mahkûm oluyor.

Juliet yerine çayı ablası Miranda içti, tabii ki bu beklenmedik bir şeydi çünkü aptal hizmetçi zehirli çayı yanlışlıkla Miranda'ya vermişti.

Böylelikle Miranda Lovett, romanda hayatını kaybetti.

Ve ben de onun bedenindeyim şu an, fena değil aslında! Juliet'i tehlikelerden koruyabilir ve Alden'le evlendirebilirim.

Sonra ileride tatlı tatlı çocukları olur onları severim falan, çok heyecan verici!!

Doktora döndüm. "Tam olarak ne oldu? En son kan kusup bayıldığımı hatırlıyorum."

Kitaptan o sahneyi hatırlamam iyi oldu.

Doktor endişeyle odadaki diğer insanlara baktı. O an ben de diğerlerine dikkatlice bakabilmiştim.

Shipper LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin