Millaes kardeşinin peşinden gitmek için çadırdan aceleyle çıktı.
Ama Rosa ortalıkta gözükmüyordu.
Kendisine çok sinirlenmişti o an.
Saçma sapan konuştu ve sonucunda Rosabelle'i üzdü.
Oysa ki...
Amacı bu değildi.
"Ne kadar da kötü bir kardeşim."
Duyduğu hışırtıyla birlikte Rosabelle'in geldiğini düşündü. "Rosabelle!!"
Döndüğü yerde ikiz kardeşi yoktu.
Şaşkınlıkla ona baktı. "Sen..."
Bu kadın öncesinde karşılaştıkları, sarı saçlı büyücü şeytandı.
"Adım Jane, daha önce ismimizi söylememiştik değil mi?"
Millaes kaşlarını çattı. "Ben de Millaes, buraya savaşmak için geldiğini varsayıyorum."
Jane gülümsedi. "Buradaki tüm canavarları çok hızlı bir şekilde öldürdüğünüz için daha erken gelmeye karar verdim. Nasıl ama, mantıklı değil mi?"
(Millaes) "Haklısın ama bir şeyi yanlış söyledin, buradaki tüm canavarları sadece bir kişi öldürdü, hepimiz beraber savaşmadık yani."
Şeytan kadın şaşkınlıkla Millaes'e baktı. "Kahraman Felix mi yaptı bunu?"
Millaes alayla cevap verdi. "Kahraman Felix mi? O bozuk arkasına bakmadan kaçtı buralardan! Sizin de amacınız onu öldürmek değil miydi? Bizimle bir işinizin olmaması gerekiyor şu an."
(Jane) "Kaçsa bile bariyerin içinde bir yerlerdedir, onu illa ki bulacağız. Ama daha öncesinde..."
Dikkatle onu dinleyen Millaes'e karşılık Jane, devam etti. "Yapmamız gereken daha önemli bir şey var, o da karanlık manaya sahip arkadaşınızı yakalamak."
Millaes şaşkınlıkla şeytan kadına baktı.
Alden'i fark etmişti yani.
O zaman muhtemelen şu an Alden'in yanında olan efendisi de tehlikede olmalı!
Öfkeli bir sesle konuştu. "Her ne kadar o adamı sevmesem bile buna izin veremem!!"
Bu sözler üzerine şeytan kadın kahkaha atmaya başladı. "Önce kendin hakkında endişelenmen gerekmiyor mu? Çünkü burada Thanatos'dan sonra en güçlü şeytan benim."
"Thanatos?"
Jane tehlikeli bir şekilde gülümsedi. "Evet! O da tam şu anda senin ikiz kardeşinle ilgileniyor, hani şu geçen gördüğüm sinirli kız var ya onunla."
Millaes bu konuda endişelenmiyordu. "Eminim ki Rosabelle onu yenecektir, sen onun ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorsun!"
Jane, Millaes'e yaklaşmaya başladı. Lezzetli bir şey yemiş gibi dilini dudaklarında gezdirmişti.
"Ah, o kızın hiçbir şansı yok. Eminim ki Thanatos yanıma kardeşinin cesediyle birlikte gelecek, acaba cesedi ne kadar güzel görünecek? O kadar çok merak ediyorum ki!!"
Bu sözler Millaes için bir patlama noktasıydı, korkmuştu Rosa'nın zarar görmesinden.
Aynı zamanda da öfkeliydi, karşısındaki psikopat şeytan kadına.
Kısık bir sözle büyüsüne başladı. "Yasak büyü ~ cehennemin kapısı..."
***
Alara GüneşAlden beni öptükten sonra geriye çekildiğinde, ne yapacağımı bilemeden öylece etrafa bakıyordum.
Heyecandan yüzüm yanıyordu, elimi yanaklarıma götürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper Leydi
FantasíaEn son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi. Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar. Bence evlenmelilerdi! Ama yazarın pla...