Bölüm 51

470 51 8
                                    

Oldukça öfkeli olan Juliet, Millaes'in saçlarını yoluyorken

Etraftaki kalabalık yeni bir kavgadan dolayı heyecanlanmıştı.

Millaes ise tepkisizdi, öylece etrafına bakıyordu.

Ben nerede yanlış yaptım, diye düşünmekteydi muhtemelen.

...

Gördüğü şiddeti umursamadan düşünmeye devam etti.

Leydi Juliet neden bu kadar asi birisine dönüştü ki?

Onu çok seven efendime sahipken...

Açıkçası onun yerinde olmak isterdim.

Buna rağmen şımarıklık yapması hiç hoşuma gitmiyor.

Millaes aniden öfkelenmişti. "Bencillik ediyorsun! Sahip olduklarına rağmen böyle davranman çok çocukça!!"

Juliet bu sözler üzerine durdu ve geriye çekildi, Millaes'in söylediklerine sinirlenmemişti. "Dışarıdan öyle mi gözüküyorum?"

Sakin bir tavırla sorulan bu soru üzerine Millaes afallamıştı.

Genç leydinin yine çıldırıp ona saldıracağını düşünmüştü.

"Y-yani evet."

Boğazını temizledikten sonra devam etti.

"Öfkeli olmanı anlıyorum ama diğer yaptığın şeyleri de duydum. Efendimi düşünmeden yaptığın hareketler hiç hoşuma gitmiyor."

"HAHAHAHA!"

Salonda Juliet Lovett'in kahkahası yankılandı.

"Anladığını mı söyledin?! Senin hiçbir şey anladığın yok, zaten açıklama niyetim de yok! Bir daha karşıma çıkma Baş Büyücü, o sefer sadece prenses saçını yolmakla bırakmam."

Juliet koşarak balo salonundan çıktı, herkes arkasından ona bakıyordu.

Tabii ki eski Baş Büyücü de öyle...

Garip hissediyordu Millaes, bu kızın sahip olduğu bakışlar geçmiş hâlini anımsatmıştı ona.

Umutsuzlukla dolup taşmışken her türlü şeyi yapabilecek o bakışları, aynada kendisinde de görmüştü.

Şu an bile o bakışlara tekrardan sahip olmamak için elinden geleni yapıyordu Millaes.

Adımlarını atmasına sebep olan şey neydi?

Umutsuz bir leydiye yardım etme isteği mi?

Kendisinde gördüğü o duyguyu bastırma isteği de olabilir belki.

Bunu hiçbir şekilde bilemeyiz.

Millaes koşmaya başladığında düşündüğü şeyler her zaman bir gizem olarak kalacak.

Uzun bir arayışın sonunda Leydi Juliet'i buldu.

Genç leydi kimsenin olmadığı bir köşede, yerde oturuyordu.

Herkesten saklanmak istercesine yüzünü dizlerine gömmüştü.

Millaes bir süre onu izledi, en sonunda leydi kafasını kaldırdığında kızarmış yüzünü görebilmişti.

O, ağlıyor mu?

Ne yapacağını bilemedi.

O sırada zihnine korkutucu bir görüntü ulaştı.

Kardeşini ağlattığı için öfkelenen efendisinin yüzünü hayal etmişti.

~
Millaes

Hayır!

Shipper LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin