Herkesin bakışları benim üzerimdeydi.
Beyaz manamı bilen kişiler bile şaşkındı.
Alden yenilenmiş koluna baktı ve afallamış bir şekilde konuştu. "Artık acıtmıyor."
Heyecanla gülümsedim. "O zaman sorun yok."
Bir süre bana baktıktan sonra kafasını önüne eğdi.
Bir şey söylemeyince ona bakmayı bıraktım.
Şimdi geriye tek bir sorun kaldı, Frances'a döndüm.
Canavarlarına saldırı emri vermeyi bırakmıştı, öylesine beni izliyordu. "Miranda, senin beyaz manan var."
Sesindeki hayal kırıklığı gerçekti.
Nedense kötü hissettim, sanki ona ihanet etmişim gibi.
Oysa ki o, Alden'i acımasızca öldürmek isteyen bir şeytan.
Ona doğru yürümeye başladım. "Ayini bitirmemiz lazım, seninle bir anlaşma yaptık değil mi?"
"YAKLAŞMA!" Canavarlar önüme geçti. Frances bağırmaya devam ediyordu. "Tanrı'nın köpeği, seni öldüreceğim."
Gözlerimi kapattım ve kendimi teslim ettim. "Pekala, öldür o zaman."
Ne ara Alden yanıma geldi bilmiyorum, ama bana döndü ve saldırıya hazır bir hâldeyken sinirle konuştu. "Ne yapıyorsun?! Seni gerçekten de öldürebilir."
"Merak etme o beni öldürmeyecek."
Yürümeye başladım, Alden de beni korumak istercesine yanımda yürüyordu.
Bu sefer yanımda geliyor. Tek başıma gitmeme izin vermedi.
Frances'ın benden beklediği tepki bu değildi.
İlerlemeye devam ettik, ama canavarlar saldırmadı.
O zorlanıyor gibiydi, tahmin ettiğim gibi.
(Miranda) "Ayini çoktan başlattın, eğer beni öldürürsen hiçbir zaman empati duygusuna sahip olamayacaksın değil mi?"
O gün Frances hakkındaki gerçekleri öğrendiğimde araştırma kağıtlarını bayağı dikkatli okumuştum.
Frances'ın sadece tek bir şansı var, mavi ay kaybolmadan beni öpmesi gerekiyor.
Öyle yapamazsa...
"Hayır o yüzden değil."
Kısık sesle konuşmuştu, anlayamadım.
"Ne?" diye sordum, sanki demek istediği şey çok önemliymiş gibi gelmişti.
Frances tekrardan konuştu, onun karşısında dikiliyordum şu an. "Anlayamıyorsun Miranda, beraber zaman geçirdiğimiz bu 2 ayda empatiden çok farklı bir duygu belirdi içimde."
Biraz şaşkınlıkla onu dinlemeye devam ettim ama konuşmadı.
Alden'e baktım, tetikteydi. Elindeki tabancasıyla Frances'ı her an vurmaya hazır gibiydi.
"Frances bana zarar vermeyecek Alden, biraz geride durabilir misin?"
İtiraz etmeye çalıştı. "Hayır, bu sef-"
Sözünü bölerek konuştum. "Lütfen, bu sefer Juliet için olduğunu söylemeyeceğim. Benim için, bunu yapabilir misin?"
Bir süre bana baktı ve lafımı ikiletmeden geriye çekildi. "Sadece iki adım gerinizde duracağım. Palyaço, eğer şüpheli tek bir şey bile yaparsan mesafemi bozmak zorunda kalacağım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper Leydi
FantasyEn son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi. Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar. Bence evlenmelilerdi! Ama yazarın pla...