Medya: Juliet Lovett
Alden'in inanmayan bakışları arasında yolculuğumuz bitmişti.
Juliet'in bu hikayeyi ve çiçekleri çok seveceğine eminim, neden inanmıyorsa artık bilmiyorum!
Kontluğun malikanesine geldiğimizde önce Alden'in inmesini bekledim ve o inince de hemencecik elimi uzattım.
Bu sefer elini tutma şansını kaçırmayacağım!
Nezaketen de olsa elimi tutup inmeme yardım eden Alden sayesinde içimdeki fırtına daha da şiddetlendi.
Tabii ki ona bu tarafımı göstermeyeceğim.
Arabada bıraktığımı çiçek sepetini alan şövalyelerden birisi sepeti bana verdi.
Çiçek sepetini alıp bir hışımla Alden'in ellerine tutuşturdum.
Bir yandan da bakışlarımla Juliet'i arıyordum.
Ona bir an önce bu çiçekleri vermeliyiz.
(Miranda) "Hadi gidelim asker!"
Bana her zamanki deliymişim gibi attığı bakışlardan atmaya başladı.
Ben bu bakışları umursamadan yürümeye karar verdim, o ise ayak seslerinden anladığım üzere peşimden geliyordu.
Ama ayak sesleri durdu, meraklandım ve dönüp ona baktım. "Bir sorun mu var?"
Bakışları tuttuğu çiçek sepetindeydi. Bir tane gülü aldı ve bir süre elinde tuttu.
(Alden) "Kabul etmek istemesem de bugün benim için çok çabaladın."
Bakışlarım bana doğru uzattığı güle kaydı. Konuşmaya devam etti. "En azından bunu almayı istersin diye düşündüm."
Ne, Alden bana gül mü veriyor?
Tanrım!!
Emeklerinin karşılığını almak demek ki böyle hissettiriyor?!
Bir avcı esasıyla elindeki gülü kaptıktan sonra gülümseyerek konuştum.
"Bu gülü ömrümün sonunda kadar saklayacağım, solmaması için de özel bir büyü yaptırmam lazım sanırım. Neyse ki bir kontun kızı olduğum için param var ve kolayca yaptırabilirim."
(Alden) "Abartmasan mı?"
(Miranda) "Abartmak mı, bu gülü ailemin kutsal eşyası yapıp sonraki nesillere aktarmadığım için abarttığımı düşünmüyordum. Ama şimdi düşününce bu da mantıklı geldi."
İflah olmayacağımı anlamıştı. Derin bir nefes alıp verdi ve yürümeye başladı. "Gerçekten de ilerideki kocana acıyorum."
Onunla beraber yürüyebilmek için biraz hızlanarak yürürken aynı zamanda da konuşmaya başladım.
(Miranda) "Evleneceğim kişi sen olmayacaksan evlenmeyi düşünmüyordum aslında."
(Alden) "Hah, o zaman sonsuza kadar yalnız kalacaksın."
(Miranda) "Sorun değil ya, en azından sizin çocuklarınıza bakarım."
Alden durdu ve ciddi bakışlarıyla sordu. "Sen böyle diyorsun ama Juliet'i kıskanmayacağına emin misin?"
Ben de durdum. "Neden kıskanayım ki?"
Kaşlarını hafifçe çattı, beni anlayamıyormuş gibi bir tavrı vardı.
Ben de kendimi anlayamıyorum, sen nasıl anlayacaksın ki koçum?!
"Benimle evlenmek istediğini söylüyorsun ama Juliet ile evlenirsem umrunda değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper Leydi
FantasyEn son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi. Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar. Bence evlenmelilerdi! Ama yazarın pla...