Oldukça karanlık havası olan bir ormana ışınlandık.
Tabii ki sırtımdaki ağır çantayı hemen yere bıraktım.
Rosa etrafını merakla incelerken Alden, düşünceli bir hâle bürünmüştü.
"Oldukça garip bir yer ve etrafta karanlık mana dolaşıyor, şeytan ülkesinin yakınlarında olmalıyız."
Başımı sallayarak onu onayladım. "Kitapta da tam yeri söylenmiyordu ama şeytan ülkesine yakın olduğundan bahsedilmişti."
"Kitap mı?"
Lanet! Ben Millaes'in burada olduğunu unutmuşum.
Aceleyle cevap verdim. "Bir tane kitapta canavar ormanlarından bahsediyordu da orada görmüştüm."
"Haaa, anladım." diyen Millaes, bizden uzaklaşmakta olan Rosa'ya doğru ilerlemeye başladı. "Hey, fazla uzaklara gitme kaybolacaksın!!"
Neyse ki Millaes dediklerimi sorgulamıyor ve Rosa'ya kızmakla meşgul.
Rosa, sıkıntıyla bize doğru döndü. "Canavarlar ne zaman saldıracak? Bir an önce gelsinler de savaşalım, ne kadar güçlü olduklarını merak ediyorum."
Millaes kızdı. "Hiç gelmeseler daha iyi olmaz mı sence de? Offf, neden savaş delisi bir kız kardeşim var ki benim?!"
(Rosa) "Hey! Ben savaş delisi değilim."
(Millaes) "Öylesin!"
(Rosa) "O zaman sen de büyü delisi oluyorsun!"
Millaes anında sessizleşti, sonrasında ise kısık bir sesle cevap verdi. "Şey, bu doğru."
Rosa kazanmış bir ifade yaptı. "Kabul et, en deli sensin."
(Millaes) "Hayır ben kan sevmiyorum."
Rosa sinirle Millaes'in yakasından tuttu. "Ne dedin lan sen?! Ben kan mı seviyorum yani?!"
Böyle bir zamanda kavga etmeseniz mi?
Yine de izlemesi güzel, o yüzden bir şey demeyeceğim.
Böylelikle Millaes ve Rosa kavgalarına devam ettiler.
Bu sırada...
Adım seslerinden kaynaklı olarak Alden'in bana doğru geldiğini anlamıştım, hafifçe kafamı onun olduğu tarafa çevirdim.
Muhtemelen burada nasıl hayatta kalacağımızla ilgili zihninde plan oluşturuyor.
"Senin şu yardımcın...ışınlanma büyüsü yapmayı bilmiyor mu? Bizi geri ışınlayamaz mı?"
...
Ben bunu neden daha önce düşünmedim?
Evet doğru, Millaes bizi geri ışınlayabilir!
Millaes'in duyması için yüksek sesle konuştum. "Millaes! Bizi geri ışınlasan olmuyor mu?"
Millaes ve Rosa aynı anda bize dönmüşlerdi.
Millaes bakışlarını kaçırdı. "Normalde yapabiliyorum ama şu an yapamam ne yazık ki."
Şaşkın bir ifadeyle ona baktım. "Ha? Neden ki?"
Millaes yerine Rosa cevap verdi. "Fark etmedin mi? Şu an bir bariyerin içindeyiz, çıkmamız kesinlikle imkansız. Işınlanma büyüsü de işe yaramaz yani, sadece bariyerin iç kısımlarında bir yerlere ışınlanabiliriz."
Bariyerin içinde miyiz? Aceleyle Alden'e baktım.
Alden de daha düşünceli bir tavırla konuşmaya başladı. "Anlıyorum, bizi kapana kıstırdılar yani. Bariyer büyüsünü yapan kişiyi öldürmeden buradan çıkamayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper Leydi
FantasiaEn son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi. Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar. Bence evlenmelilerdi! Ama yazarın pla...