Bölüm 48

603 63 15
                                    

***
Thanatos'un evinden ilk defa ayrılıyorum, uzun bir süre burada kaldıktan sonra ayrılmak garip hissettiriyor.

Vay beeee, 6 aya yakın süredir buradayım!

Artık burası bana sanki kendi evimmiş gibi geliyor.

Ama şimdi gitmeliyim! Şeytan Kral'la küçük bir işim var da...

Arkama bakmadan Thanatos'un evinden uzaklaşmaya başladım.

Eminim ki yeniden döneceğim, onu özgür bırakmış bir şekilde.

~

Uzun bir yürüyüşten sonra tam kaybolduğuma emin olacaktım ki görüş alanıma minik minik evler girmeye başladı.

Sanırım merkeze doğru yaklaşıyorum.

Pekala, şimdi hiç düşünmediğim şu soruya gelelim.

Şeytan Kral nerede olabilir?

Yaşadığı yeri bile bilmeden onu aramak için yola çıktım, bu sıralar hep duygularımla hareket ediyorum.

Hiç benlik değil!

Yürümeye devam ettim, o sırada da Şeytan Kral'ın kalma ihtimali olan yerlere de göz atıyordum.

Hmmmmm, şu kocaman görünen binada olmasın?

Saçmalama istersen, Şeytan Kral yerini kolaylıkla belli eden bir yerde yaşar mı sence?!

Ama Kral'lar böyle büyük, gösterişli yerlerde yaşamayı sevmezler mi?

Yine de aptalca bir seçim!

Tabii onu da anlıyorum, benim gibi güçlü birisinin onu öldürmeye geleceğini nasıl tahmin edebilirdi ki?!

Hahahaha!

...

Her neyse, hızlı adımlarla kaleye doğru yürümeye başladım.

Kaybedecek daha fazla zamanım yok!

***
Şeytan Kral'ın kalesindeki tüm korumaları geçmek kolaydı.

Ve şu an, onunla olan dövüşümün ortasındayım. Daha doğrusu tam da bitirmek üzereydim, Şeytan Kral aldığı büyük yarayla yere diz çökmüştü.

Böyle güçlü bir varlığın önümde diz çökmesi ne kadar da acınası değil mi?

Sahip olduğu kontrol etme gücü sadece şeytanlarda işe yaradığı için şanslıyım da diyebiliriz.

Zaman kaybetmeden son hamlemi yapmak üzere harekete geçtim, ilk önce onun yeniden oluşturduğu koruma kalkanını kırmalıyım.

Şeytan Kral karnındaki yaraya eliyle bastırırken rahat bir tavırla konuştu. "Artık çok geç, o gelmek üzere."

!!!

Hayır, daha seni öldürmedim!

Şu an gelmemeli.

Hızla Şeytan Kral'a doğru koşsam bile boşunaydı.

Pencereden içeriye birisi daldı, etrafa cam kırıkları saçılırken sıkıntıyla gülümsedim.

Evet, çok geçti.

Ben Şeytan Kral'ı öldürmeye vakit bulamadan o gelmişti.

Yapacak bir şey yok, onunla dövüşeceğim.

"Hoşgeldin, sevgili öğrencim."

Thanatos, Şeytan Kral'ın kontrolü altındaydı.

İfadesizdi, bu yüzü sevmedim. Utanıp pembeleşmesi daha çok hoşuma gidiyor.

Shipper LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin