Bölüm 46

677 84 28
                                    

Rosabelle

Thanatos'un bahçesinde çıktığım yürüyüşte her zamanki gibi huzuru buldum.

Böyle yerlere bayılıyorum, bana geçmişimi hatırlatıyor.

Annemin sağlıklı olduğu zamanlar dışarıda geçirdiğimiz vakitler, aynı böyle bir hissiyat veriyordu.

Tekrar yaşayamayacak olmak, üzücü...

Gökyüzüne bakmamı engelleyen Güneş, aynı zamanda tenime hafif bir sıcaklık veriyordu.

Güneşi de çok seviyorum, parıldayan şeyler her zaman hoşuma gitmiştir.

Veee, daha önce etrafında yıldızların parıldadığı birisini görmüş müydünüz?

Yani, bu şeytan öyle bir auraya sahip!

Üstündeki gömleği çıkarmış bir hâldeyken kılıç antrenmanı yapan Thanatos, terlemişti ve hızlı nefes alışverişleri etkileyici görünüyordu.

....

...

NE DİYORUM BEN YA!

Sanki ondan etkilenmişim gibi bir cümle kurdum.

Kesinlikle öyle bir şey yok!!

Ondan etkilendim ama farklı bir açıdan, sadece deli gibi gücü ve hızlı öğrenme yeteneği beni kendisine hayran bıraktı o kadar.

Beni gördüğünde heyecanlı bir gülümsemeyle bana doğru koşmaya başladı.

Önceden yaptığı gibi üstüme atlarsa öldürürüm onu!

Son anda hatırlamış olmalı ki durdu.

Çünkü geçen sefer üstüme atladığı vakit benden temiz bir yumruk yemişti de.

"Gelmişsin Rosabelle!"

Gülümsedim. "Evet, nasıl çalıştığını gözlemlemek istedim."

Muzip bir gülümsemeyle bana yaklaştı ve alayla konuştu. "Neden o kadar uzaktaydın? Beni daha yakından gözlemlemek istemez miydin? Hem de çok yakından!"

Hah! Beni bu şekilde utandırabileceğini mi sanıyor?

Ben de aynı şekilde gülümsedikten sonra ona yaklaştım ve kulağına fısıldadığımda oldukça flörtöz bir tavrım vardı. "Eğer öyle yapsaydım hoşuna gider miydi? Cevabına göre daha uygun bir yerde durabilirim."

Aceleyle geriye çekildi, kulağını tutuyordu ve yüzü pembeleşmişti.

(Thanatos) "N-neden hoşuma gitsin ki?! Ben sadece masum bir öğrenci olarak sormuştum o soruyu."

Tabii canım öyledir.

Yine de benimle dalga geçemezsin, ben bu işlerde ustayım çünkü.

Thanatos'la yaşamaya başladığımdan beri onun hakkında öğrendiğim üç şey vardı.

Birincisi; aşılması zor bir dahi olduğu, her şeyi kolaylıkla öğreniyor ve buna yemek yapmak da dahil!

Artık onun sayesinde özel sınıf, şef yemekleri yiyormuş gibi hissediyorum!

Başlarda birkaç kez yemek zehirlenmesi yaşamıştım ama sorun değil, artık çok güzel yemek yapabiliyor.

İkincisi ise...

Onun insanlardan pek bir farkı olmadığıydı, hatta onun direkt olarak azıcık kafayı sıyırmış bir insan olduğunu diyebilirim.

Tamam azıcıktan biraz fazla, ama olsun!

Shipper LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin