Shipper Leydi

Bölüm 28

Frances'ın açtığı portalla birlikte şehrin merkezine ulaştık.

Şu anki bulunduğumuz yer, Şeytan Palyaço ile ilk karşılaştığımız yerdi.

Frances beni sahneye çağırmıştı ve gösteri bile yapmıştı.

İnsanlar onun şeytan olduğunu öğrendiklerinde nasıl da kaçışmışlardı ama.

Eski anılar gözümün önünde canlanıyor, ne kadar da güzel. (Sadece 2 ay geçti.)

Şehrin merkezinde birbirine bakan 5 kişi...

Ne badireler atlattık ama. (Bunların suçlusu benim.)

Melek Hanım'a baktım, o da bana bakıyordu, hem de ruhumun derinliklerine.

Gülümsedim, kafasını çevirdi. "Oldukça garip şeyler oldu, sen de öyle düşünmüyor musun Miranda?"

Yutkundum ve içimden Melek Hanım'a seslendim.

Şu an Juliet yanımızda, onu şüphelendirme lütfen Melek Hanım!!

Gözlerini devirdi ve arkasına dönüp gitmek üzereyken son kez konuştu.

"Buradan çok sıkıldım, olmam gereken yere geri dönüyorum. Kendinize iyi bakın, sadece bu yolculukta tanıştığım yabancılar!"

(Juliet) "Yine görüşelim Bayan Hicca!"

(Millaes) "Esenlikler sizinle olsun yüce efendim."

Bu Millaes çok çaktırıyor, dövsem mi?

Ayrıca onun efendisi benim!!! Ne diye Melek Hanım'a böyle davranıyor?!

Melek Hanım kısa süreliğine güldü ve kendi boyutuna geri dönmek için bizden uzaklaşmaya başladı.

Herkes Melek Hanım'ın arkasından onun gidişini izlerken dikkatleri üzerime çekmek için yüksek sesle konuştum.

Çünkü Melek Hanım'ın ruhen ve bedenen buradan kaybolacağını anlamıştım.

"ÖHÖM ÖHÖM, öyleyse sevgili arkadaşlarım! Artık bu yaşananları bir sır olarak tutup kendi evlerimize geri dönebiliriz."

Bunu diyorum da bizden şu an ayrılacak tek kişi Alden.

Alden önce bana baktı ve sonrasında diğerlerine dönerek konuştu. "Görüşmek üzere!"

Aynen, görüşelim.

Zaten eski hayatımdaki ismimi nasıl ve neden öğrendiğini de duymam gerekiyor!

***
Kontluğa vardık, bizi kızgın Kont kapıda karşılamıştı. "Bakıyorum da benim güzel kızlarım evlerinin yolunu hatırlayabilmişler."

Abooooo, ben bu adamı tamamıyla unuttum.

2 ay evden kaybolduğumuzu ona nasıl açıklayabiliriz ki?

Juliet öne atıldı. "Babacığım, sana yazdığım mektubu okumadın mı yoksa?"

"Bundan mı bahsediyorsun?" diyerek sıkmaktan beter olmuş mektubu bize gösterdi. "Miranda ile birlikte uzun süreli bir tatile çıkacağını söylediğin bu mektubu onlarca kez okudum."

Juliet aşkım, çok iyi düşünmüşsün ama bu çaba, babacık için yeterli değildi sanırım.

Ne yapsak?

Millaes'e döndüm. "Bir şeyler bul!"

Anlamamış bir şekilde bana baktı. "Ne?"

Koluna dirseğimle vuruyordum. "Yardımcım değil misin? Hadi babacığıma bir bahane bul!"