Medya: Gabriel
***
Yaptığım büyüyle birlikte Gabriel, diğer meleklere yalan söyleyebilme yeteneğini kazandı. Tabii bu büyünün de belirli bir süresi var.Yani süresi dolmaya yaklaştığında ona tekrardan bu büyüyü yapmam gerekecek.
Ve büyüyü kolaylıkla yapabildim, gerçekten hoşuma gitti.
Eğer Alden içinse gücümün belirli bir sınırı yok sanırım, yani umarım yoktur!
Bu sırada Gabriel bana mutlulukla bakıyordu.
"Yardımcı olduğun için teşekkür ederim, umarım dünya kurtarılana kadar bana bu büyüyü yapmaya devam edersin. Böylelikle intikamımı alabilirim, sonrasında tabii ki yalan söylediğimi diğerlerine açıklayacağım. Ama şimdilik sır olarak kalması lazım."
Ona şeytani bir gülümseme sundum. "Gerçekten mi? O zaman bu bana muhtaç olduğun anlamına geliyor."
Hafifçe geriye çekildi. "Öyle bakmasan olmaz mı?"
Ona doğru bir adım attım. "Sana yardımcı olabilirsem bir isteğimi yerine getirecektin değil mi?"
Korkuyla yutkundu. "N-ne istiyorsun tam olarak?"
Omzundan tuttum ve ters bir bakış attım. "Her şeyi öğrenmek istiyorum! Neden bu dünyaya geldim? Dünyayı kurtarmak derken neyi kastediyorsun? Gelecekteki Alden'e ne oldu, gerçekten de dünyayı yok etti mi? Bana eksiksiz bir şekilde her şeyi anlat!"
Gabriel beklediğimin aksine bunu kabul etmedi. "Ben bu kadarını yapamam! Bu çok büyük bir şey, böyle bir şey yaparsam cennetten bile kovulabilirim!"
Kaşlarımı çattım, ve ciddi bir ses tonuyla sordum. "Neden öğrenemiyorum? Tanrı neden bunu istemiyor?! Eğer geleceği öğrenirsem daha hazırlıklı olabilirim ve bu iyi bir şey değil mi?"
Bakışlarını önüne eğdi. "Her şeyi zamanı gelince öğrenmelisin, böylece düzen bozulmaz. Şimdi gerçekleri duyarsan gelecek kötü yönde değişebilir ve tüm çabalarımız boşa gitmiş olur."
"Çok yazık." dedim. "Ama bana şimdi anlatmak zorunda kalacaksın. Ben sizin elinizde bir oyuncak değilim, eğer bu dünyayı kurtarmaya geldiysem duymaya hakkım var."
(Gabriel) "Sana kesinlikle söyleyemem, üzerimdeki büyüyü istiyorsan kaldır. Gerçekten umrumda değil, ben sadece dünyanın iyiliğini istiyorum."
Onu bıraktım ve uzaklaşmaya başladım. "Öyleyse buradan direkt cennete gideceğim, beyaz manamla oraya ışınlanmak eminim ki zor olmayacak. Sonrasında tüm melekleri öldürüp pişman olmanı sağlayacağım. Bunu ister miydin?"
Ona döndüğümde bana inanmayan bakışlarını gördüm. "Sen bunu asla yapmazsın."
Gözlerimi hafifçe kıstım. "Risk alıp denemek ister misin? Benim yapacaklarımın bir sınırı yok."
Hızla bana yaklaşmaya başladı, onu ilk gördüğümdeki gibi sertti. "O zaman seni burada ben öldürürüm."
Kahkaha atmaya başladım. "Tanrı'nın özel olarak başka dünyadan getirttiği birisini mi öldüreceksin? Aptal mısın sen? Öyle yaparsan sana sürgünden daha büyük bir ceza verirler."
Dişlerini sıktı. "Kahretsin, neden beni çıkmaza sokuyorsun?!"
"Bunu ben de istemezdim." dedim. "Ama beni de anla, şu an çok çaresiz hissediyorum. Her şeyi kaybedebilirim Gabriel, kendimi bile... Ama Alden'i kaybedemem."
Dediklerim üzerine bakışları yumuşamıştı. "Anlıyorum, sen de kaybetmekten korkuyorsun. Öyleyse yapacak bir şey yok, risk alıp sana her şeyi anlatmak zorundayım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shipper Leydi
FantasíaEn son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi. Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi. Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar. Bence evlenmelilerdi! Ama yazarın pla...