8. Bölüm| Karanlık Bataklık

11.7K 570 174
                                    

Instagram ; byzloey

İyi okumalar'

V A L E N S

8. Bölüm | Karanlık Bataklık

Don't Time, Lana Del Rey

Kırmızı halı, kırmızı renkte yazılan isimler.

Siyaha yakın bir okul forması, siyah renk bir kapüşonlu.

Beyaz renk okul, beyaz renk küçük toz taneleri.

Renkler, maddeler, isimler ve cisimler zihnimde birbirine karışıyordu. Kimin hangisinde olduğu, hangi rengin onlara ait olduğunu ayırt edemiyordum. Beynimin tek ayırt edebildiği ve bu renklerden kaçarak sığındığı yeşildi.

Orman yeşiliydi.

Bana nefes vermesini istiyordum. Şu ana kadar tek gördüğüm ciddi düzeyde psikolojik bir baskı ve zorbalıktı. Araya sıkıştırılmış birkaç fiziksel şiddetin yanında hala çözülmemiş gizemini koruyan birkaç sır yer alıyordu ama en kötüsü, hem de hepsine tek atabilecek kadar kötü olan tek bir şey vardı.

Etrafımda bunları yapan insanların birkaçı madde kullanıyordu, belki de daha fazlası ya da daha azıydı. Sayılar hakkında hiçbir bilgim yoktu ama birilerinin kullandığına emindim.

Hayatta diğer yarım olarak saydığım tek insan madde kullanıyordu.

Bağımlı değildi ama olması an meselesiydi. Ellerim uyuşuktu, uykudan uyanalı birkaç saat anca geçmişti ama bedenim üzerimi bile örtmediğim ve bomboş soğuğun tur attığı odada ölü gibi yattığım için buz kesmiş uyuşmuştu. İçeriden birkaç odanın camının açık olduğunu pencereden içeri giren rüzgârın uğultusuyla duyabiliyordum.

Tek duyduğum ses o iken, gördüğüm tek görüntü beyaz bir tavandı.

O tavanda bir çift mavi göz yansıma gibi bana bakıyordu sonra kaybolup yerini gece mavisine bırakıyordu. İkra ve Burçağın göz renklerinin yakınlığı zihnimde birbirlerine girmelerine neden oluyordu.

Biri gece mavisi buz gibi gözlerle bomboş bakıyordu, bozuk dengesi ve bu soğuk insan dışı hareketleri bana madde bağımlısı olduğunu fısıldadı.

Sonra mavilerin arasından kızıl saç telleri odama esen rüzgarla sallandı. Yüzünü döndüğünde ilk gördüğüm çilleriydi. Gülümsemesi en az bedeni kadar zayıftı, yüzünün güzelliğini her geçen gün kaybederken yerini ölüme yaklaştıran bir zayıflık alıyordu.

Göz altlarındaki belirgin damarları görebiliyordum, bir fısıltı daha madde bağımlısı dedi içimden.

Her madde bağımlısı olduğuna karar verdiğim kişinin görüntüsü gözlerimden kayboluyordu. Tekrar aklımda yüzlerini canlandırıp olmaması için umut arıyor yüzlerine daha dikkatli bakıyordum ama her seferinde sadece kullandıklarına daha çok ikna olmuştum.

Defne'nin yüzü silindikten sonra gözümde mercan yeşili gözler belirdi. Keskindi, nefes kesici ve güçlüydü. Gücünün arkasında gölge gibi saklanan zayıflığı görebiliyordum ama zihnim onun bağımlı olup olmadığından emin değildi. Tek tuhaf olan şey değişken tavırlarıydı.

Beni sevdiğini söylemiş ardından kullandığını itiraf etmişti ve açık konuşmam gerekirse bir anlığına da olsa onun soğuk ve keskin duruşuna kanmadan Ceyda ile arkadaş olabileceğimi düşünmüştüm.

Sadece bir an onunla konuşabileceğime ve birbirimizi sevebileceğimize inanmıştım. Tibet bana yeltendiğinde üstüne atladığı tüm anlar hala gözümdeydi ve ne kadar canının yandığını o dolan yeşil gözlerinde görmek benim de arkadaşıymış gibi canımı yakmıştı.

VALENS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin