''Vera... Vera duyuyor musun beni? İyi olacaksın. Duydun mu? İyi olacaksın.''
Çok uzaklardan bir fısıltı, sanki çığlıkları küçültmüşlerde fısıltıya dönmüş gibi geliyor kulağa ve birkaç hıçkırık bağırış sesleri, birinin bana seslenişi kulaklarımda. Ne dediğini anlamıyorum, anlayamıyorum.
Karnımda ve etrafında ağrılar geziniyor, sıcak göz yaşlarım hala kirpiklerimde ve saç diplerimde. Canım yanıyor, hala nefes alamıyorum. Yine bir uğultu ama sanki bir çığlık gibi.
''V....Vera?''
Gözlerim zorlukla aralandığında, ufacık aralıktan bile öyle güçlü bir ışık sızdı ki açılan göz kapağım saniyesinde kapandı. ''Acıyor...'' diye fısıldayabildim sonunda, yine duyulmamıştı ama fısıldamıştım işte.
Canım yanıyordu, hareket etmek bile nefesimi kesiyordu.
Kolumu bir güç sola doğru açtı, ardından göz kapaklarım iki parmak ile açıldı, güçlü bir ışık gözüme iliştiğinde kapatmak için savaş verdim. Sonunda kazandım, diğer gözüme de aynı şey yapıldığında gözümden bir yaş daha düştü. Tanımadığım bir erkek sesi bir şeyler söylüyordu, ne diyordu? Kime diyordu?
Bir el kaburgalarıma ve karın bölgeme baskı uyguladığında resmen acının verdiği refleksle havalandırdım bacaklarımla kafamı. Güçlü bir inleme dudaklarımdan çıktığında birkaç el beni güçlükle yatırdı.
''N...Nefes...'' dedim güçlükle.
''Nefes... alamıyorum.'' gözlerim kapalıyken bedenimdeki acı o kadar kuvvetlendi ki karanlık beni içine aldı, bu kez emindim. Şu an bilincim kapanıyordu, karanlık beni acıyla içine çekmişti.
Saatler sonra
''Bunu yapan kim bana isim ver isim.''
''Şşş sessiz olsana.''
''Bende bilmiyorum bilsem bende burada durmam her halde değil mi Atilla?''
''İyi o zaman sen burada dur ben gidip hangi piçin yaptığını öğreneceğim Tuna.''
''Kesin sesinizi yeter artık. Tamam git gidiyorsan haber veririm ben sana uyandığında.''
''Tamam... Ceyda... Mutlaka haber ver.''
''Sende.''
Bir kapı sesi ilişti kulaklarıma, sertçe kapanmıştı. Sanki öyle bir sert çarptı ki kapı bana çarpmış gibi hissettim, Vücudum sanki gerçekten yüzüme kapı çarpılmış gibiydi.
''Sessiz ol dedim iyi ki Geri zekâlıya.'' İnce ama keskin bir ses.... Evet tanıyorum bu sesi.
Tanımamak ne mümkün, bu güzel sesi.
Bir kapı daha çarptı, yumuşak ve sessizdi ama klik sesi duyulmuştu. Kirpiklerimi kırpıştırmaya çalıştım, başarıyor muydum? Hiç sanmıyorum.
''Anne.'' dedi yine o ince kız sesi, Ceyda.
''Şimdi size bir iyi bir kötü haberim var. Öncelikle kaburgalarında neyse ki ezilme kırılma olmamış. Sanırım boşluğuna darbe yediğinden dolayı kesilmiş nefesi, elmacık kemiğinde ezilme oluşmuş yüzü bir süre bu şekilde kalabilir. Kasıklarında da ezilmeden şüphelendim ama neyse ki o da olmamış.'' Derin bir iç çekildi, sanırım erkekti çünkü hırıltılar çıkarmıştı.
''Sakin olun çocuklar. Bakın arkadaşınıza sakinleştirici verdim size de vermek zorunda bırakmayın beni. Özellikle sana söylüyorum oğlum.'' birkaç hareketlenme oluştu, hışırtılar duyuyordum. ''Bir süre arkadaşınız burada yatacak, o sırada yüzüne de bakımlarını bizzat ben yapacağım. Merak etmeyin ne kadar kısa sürede iyileştirebilirsem o kadar hızlı iyileştireceğim.'' İnce kız sesi yine ''Teşekkür ederim anne.'' diye seslendi annesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALENS
Teen FictionDüzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmey...