Yine ve yine... O artık tiksindiğim hastane kokusu saatler sonra yine burnumdaydı ve yine kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Sadece bu kez gelme sebebimiz ben değildim.
Derin bir nefes verdim. Tuna elleriyle kafasının iki yanını sarmış yerde oturuyordu, bacakları titriyordu, yanına hızlıca çöktüm ve kollarımı ona doladım. Beklemediğinden olsa gerek irkildi ve bana döndü. ''O... İyi olacak değil mi Vera?''
Burukta olsa gülümsedim, başardım bunu. ''Elbette olacak. O benim tanıdığım en güçlü en dayanıklı insan.'' Burnumun sızladığını, gözlerimin yandığını hissettim. Kendimi suçlu hissediyordum, bunların sebebi bendim ve düşündükçe kendimi paralayasım geliyordu.
Tuna tekrar kafasını yere doğru eğdi, Tibet'i de başka odaya almışlardı. Tibet'in durumu daha ciddi olmalıydı. Ceyda'yı alan Ambulans'a Tibet'in de burada olduğunu söylemiştim, benim söylememden sonra onu da getirmişlerdi.
O beni o halde bıraksa da ben onu o halde bırakamadım, Ceyda'yı kurtardıktan sonra bırakamadım. Sahi nasıl ayaklanıp gelmişti? Daha bir saat öncesinde falan hastanede yatıyordu, nerden biliyordu da nasıl gelmişti?
Hepsini deli gibi merak ediyordum. Kafayı yemek üzereydim. Yüksek sesle merdivenden ayak sesleri gelince kafamı çevirdim. İkra ağlayarak ''Burçak!'' diye bağırdı ve ona sarıldı. Burçak ne olduğunu anlamadan üstü başı kurumuş kan olmasına rağmen, ellerindeki kuruyan kanı bile görmezden gelerek İkra'ya sarıldı. Yüzünde de kanlar vardı, kaşı patlamıştı yanağı morarmıştı. Hemen arkasından Dağhan çıktı, onda kan yoktu ama şişme morluk vardı.
Hiddetle etrafa bakındı ''Nerede benim yavrum?'' sesinde gram alay, gram ciddiyetsizlik yoktu. Gözleri kızarmıştı ve nefesi kesik kesikti.
''Ceyda nerede?'' diyerek çıktı arkasından Atilla. Kolundan yere kanlar akıyordu gözlerim koluna inip kaşlarım çatıldığında aklımdaki soru için Defne benden önce davrandı.
''Ne oldu koluna, iyi misin?'' Atilla koluna göz atıp tekrar etrafa bakındı. ''İyi, sadece bir kesik. Merak etme o çakıyı onlara monteledik. Ceyda nerede?'' Hepsi öyle telaşlı öyle endişeliydi ki boğazımı temizledim ilk defa birbirine bu kadar değer veren bir arkadaş grubu görüyordum. Bunu önce Defne yatarken sonra ben yatarken şimdi de Ceyda burada yatarken daha iyi görebilmiştim.
Yaşadıkları kolay değildi, ama bağları da özenilmeyecek gibi değildi.
''Durumu iyi, oksijen veriyorlar.'' Hepsi gözle görülür bir rahatlama yaşadı. Atilla yüzünde rahat bir gülümsemeyle kolunu Defne'nin omuzuna attı ve kendine çekti.
Dağhan'ın gözleri bizi bulduğunda yanımıza geldi ve Tuna'nın önünde eğilip elini omuzuna koydu. ''Kıvırcık, kendine gel. İyiymiş işte ne bu halin?'' Tuna kafasını Dağhan'ın sesiyle kaldırdı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu, yaşlarla doluydu.
''Onu yangından çıkarken gördüğümde, ne hale geldim bir fikrin var mı? Eğer ona bir şey olsaydı...'' Çenesini öyle bir sıktı ki, kırılacak zannettim. Aralarındaki bağ düşündüğümden, bildiğimden çok daha fazlasıydı. Tahmin bile edemezdim muhtemelen, bu kadarını daha önce hiç görmemiştim.
''Olmadı ama Tuna, sakın aklına öyle şeyler getirme. Sen o dövmeyi boşa mı yaptırdın?'' Tuna kafasını hafifçe salladığında gözünden bir damla yaş firar etti. ''Ne dövmesi?'' dedim merakıma engel olamadan.
Üzerindeki kazağın ucundan tutup solundan benim tarafımdan göğsüne kadar sıyırdı. Sadece ince çizgi gibi teni gözüküyordu ama yan yazılmış italik Türkçe bir yazı vardı 'Ölüm olmadıkça bizi hiçbir şey ayıramaz' yazıyordu. Altında ise birbirine sarılmış iki küçük çocuk vardı, yazı yeşil renkle yazılmıştı. ''İkimizin göz rengi de yeşil, benimki daha çok maviyi andırsa da. Ceyda da çok seviyor. O iki çocuk biziz, sokakta kaldığımız günden. Her zaman vücudumda benimle beraber, Ceyda da var aynısı.'' Dövmenin anlamı burnumu sızlattı. Sokakta kaldığımız gün demişti, sokakta kaldığımız gün.
Gerçekten ne tepki vereceğimi bile bilmiyordum ama ben hariç kimse şaşırmamıştı, hepsi biliyor olmalıydı. Ceyda ve Tuna kardeşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALENS
Teen FictionDüzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmey...