Yorum atmayı unutmayın, özellikle de paragraf aralarını... Hepsini okuyor olacağım^^Keyifli Okumalar!
Instagram: Byzloey
47. Bölüm | Konuşan Bakışlar
Bilinmezlik içindeydim her zaman. Savrulur dururdum bir iyi bir kötü tarafa kendimi bildim bileli. Çünkü bana yön gösteren kimse olmamıştı, iyiyi kötüyü ve neyin ne olduğunu gösteren kimse olmamıştı. Bu yüzden kendim öğrenmiştim neyin ne olduğunu geniş bir zamanla. Bazen yeri gelir başkasının hareketlerini izlerdim yaptığı şeyi nasıl yaptığını öğrenebilmek için. Bazen ise babam kardeşimle ilgilendiğinde, ona bir şeyin nasıl yapıldığını gösterdiğinde sessizce bende öğrenmeye çalışırdım.
Ama bu her zaman zor gelirdi bana, çünkü ben de en az kardeşim kadar ilgi isteyen bir çocuktum. Onu kıskanan, ona olan sevgiye özenen bir abla... Gülünç ama gerçek. Kardeşinin her zaman gölgesinde kalan bir ablaydım.
Annem sık sık nöbetlere kaldığından biz de kafasına göre işe girip kafasına göre çıkan babamın eline kalırdık çoğu zaman. Kardeşim birçok şeyi öğrenip kendini geliştirirken, büyürken ben çocuk kalmıştım. Öğrenememiştim birçok şeyi o yüzden çoğunlukla gölgesindeydim onun.
Ama bu hiçbir zaman değiştirmemişti ona olan sevgimi. Çünkü o kardeşten öteydi her daim, bazen geceleri ağladığımda abla uyuyamadım der gelirdi karanlıktan korktuğunu bahane ederek. Ben karanlıktan korkmadığını bilirdim, çünkü o aslında ışıkta uyuyamazdı ama benim ağladığımı duyduğu ya da hissettiği anda gelirdi yanıma. Beni yalnız bırakmamak için.
Eğer ben sevgiyi öğrendiysem, eğer bir erkeğin sevdiği değer verdiği biri için neler yapabileceğini az buçuk gördüysem bu kardeşim sayesindeydi.
Çünkü bana bu duyguyu gösteren bir erkekle daha önce hiç tanışmamıştım, şimdiye dek.
Sadece dudaklarımdan çıkan bir kelimeyle bana bir çiçek dalı getiren, kimsenin fark etmediği kişi olan benim üzerimden bakışlarını ayırmayan çocuğu tanıyana kadar.
Sadece saatler olmasına rağmen bu değerlilik duygusu içimi kıpır kıpır ediyordu.
Kahretsin böyle hissetmemeliyim, hissedersem yaralanırım hissetmemeliyim ama hissediyordum.
Kalbim kolay açılan bir kutu değil ama onun bir gülüşüne açılmayacak zorlukta da değil. Anlayamıyorum, nasıl etkiler bir bakış beni bu kadar. Nasıl fark eder karanlığın gölgesine sığınmış bir kızı ilk gördüğü an.
Belki o da... O da hissetmiştir senin kalbinde hissettiğini.
İlk günden mi? Olamaz, böyle bir şey mümkün değil.
Görür görmez vurulmak ancak filmlerde olan bir şey, kimse bir çift göze görür görmez âşık olarak hayatını ve kalbini ona teslim etmeye hazır hale gelmez.
Mümkün değil evet peki ya olabilseydi?
''Tuana?'' elimdeki zambağı bir anlık irkilmeyle sıranın altına ittirdiğimde derin bir nefes çıkmıştı dudaklarımdan ve bakışlarım her zamanki gibi soluma dönmüştü, tam da bana bakan bir çift kahve gözlere.
Sırasına yeni oturmuştu, hemen arkasından Cem dudaklarında muzip bir gülümsemeyle bana doğru gelmiş arka sırama oturmuştu o da gözlerini üzerimden ayırmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALENS
Teen FictionDüzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmey...