51. Bölüm | Hayatın İki Yüzü

1.1K 39 8
                                    

Uzun zamandır bölüm gelmediğinin farkındayım, şehir dışına çıktığım için oldu bu lütfen kusuruma bakmayın normalde böyle yapmam biliyorsunuz ama telafi amaçlı size uzun tatlı bir bölüm bıraktım. Fazla oyalamadan sizi bölüme uğurlayayım...

Lütfen okurken oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın, yorumlarınız çok değerli ve hepsini okuyorum.^^

Keyifli okumalar.

Instagram : Byzloey

7. Bölüm | Hayatın İki Yüzü

We Go Down Together, Dove Cameron - khalid

Madalyon simgesini ilk gördüğümde bunun neye dayandığını çok merak etmiştim. Anlamını öğrendikten sonra bunun iki yüzlülük olduğuna ve hayatı yansıttığına karar verdim. Tüm insanların, hayatın ve simgelerin iki yüzü olduğuna inandım.

İnsanların iki yüzü, hayatın ve simgelerin iki yüzü iyi ve kötüydü.

Ama madalyon simgesinin anlamı bir bana uğramıyordu. Yıllardır uğramamıştı.

Aileden yana yarı yarıya şanslıydım, arkadaşım ya da kalbimi tekleten bir çocuk olmamıştı. Bu sebeple kendimi madalyonun sadece kötü tarafına layık görmüştüm.

İnsan kötüye alıştıktan, iyiliği unuttuktan sonra iyiyi kendine layık görmüyordu çünkü.

Bu yüzden ben de birçok duyguyu unutmuştum. Bir yanım kendini iyiliğe layık görmüyordu.

Bende inanmıştım ki madalyonun sadece kötü yüzü bana dönüktü, sadece bana uğramıyordu bu anlam.

Geçen yıllar boyunca bunu kabullenmiştim.

Ama bir insanın gelip tüm doğrularınızı değiştirebileceğine inanmadığım için afallamış takılarak yere sertçe kapaklanmıştım. Çünkü hayalimde elimde tuttuğum o madalyonu parmaklarım çevirmişti.

Artık kötü yüzü değil iyi yüzü bana bakıyordu. Madalyonu çeviren parmaklarımın sızladığını hissettim, paramparça bile olsa o madalyonu çevirebileceğimi biliyordum. Çevirdim de, canımın yanmasını göze alarak çevirdim.

Artık inancım bir kez daha değişmişti. Şimdi hayatın güler yüzü bana bakacak insanların iyisi bana denk gelecekti. Buna inanıyordum, inanmak başarmanın yarısıydı ve ben yeni hayatımda, hayatıma birilerini almayı başaracaktım.

Okulun önünde durup attığım ilk adımı düşündüm. O an madalyon benden habersiz iyiye dönmüştü aslında. Tibet'i ilk gördüğümde, Dağhan, Zeyd ve diğerleriyle ilk tanıştığımda madalyonun iyi yüzü bana dönüktü ama ben bunun farkında değildim.

Sonra bir rüzgâr esti ve madalyonu tekrar çevirdi. Madalyonun kötü tarafı bana bakıyordu, ben madalyonu çevirdiğimde ise parmaklarım öyle keskin ve netti ki ona dokunduğumda resmen cansız varlığa kötü yüzünü dönmeyeceksin der gibi emir vermişti. Dokunuşlarım madalyonun iyi yüzünü bana mühürlemişti, esen rüzgâr bile şimdi onu etkilemiyordu.

Elimdeki açık ateşi yanan zambak desenli çakmağı kapattım. Uyumadan gördüğüm hayal ve parmaklarımda dönen madalyon görüntüsü kayboldu. Etraf kendini gerçeğe bıraktı.

Çünkü ilk kez gerçekler hayallerden güzeldi, sadece gündüzleri de olsa...

Zil sesi duyulduğunda oynadığım çakmağı cebime attım ve kantinden dışarı izlediğim camın önünden çekildim.

VALENS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin