22. Bölüm | Oyun ve Ceza

8.1K 474 138
                                    

22. Bölüm | Oyun ve Ceza

Gözler... Gözler gerçekten kalbin aynası mıydı?

Zeyd'in gözlerine baktığımda bana doğruyu söyleyip söylemediğini, bana karşı ne hissettiğini görebilir miydim?

Peki gözlerine düşen gölge, beni yanıltır mı?

Yumuşak elleri yanağımı okşarken kedi gibi mayışmak istesem de gülümsedim yalnızca. ''Öyle mi?'' kafasını aşağı yukarı salladı. ''Neden... neden öldü kardeşin?'' bunu daha önce bilmediğim için tüm merakım buraya yönelmişti. Derin bir nefes aldı, uzun sessizliğin ardından sesi kısıkta olsa duyuldu.

''intihar etmiş.'' bakışları yatağa yasladığım elime indiğinde gözünden bir damla düştü. Dudaklarım şaşkınca aralandığında ne diyeceğimi bilemeden elini tuttum. Yanında olmak istiyordum ama bu durum beni de aşıyordu, ne diyebilirdim ki? İlk defa karşımda bir erkek ağlıyordu.

Ne yapacağımı bilemeden elini sıkı sıkı tuttum. Anladığımı söyleyemezdim çünkü onu hiçbir zaman anlayamazdım.

Kafasını kaldırmayıp sessiz kalmaya devam etti, ona doğru eğilerek kollarımı boynuna dayadım. Kafası omuzumun üzerine geldiğinde göz yaşı omuzuma düştü. '' Başın sağ olsun. Seni anlayamam belki ama her zaman yanında olmaya çalışırım.'' Yine derin sessizlik üst katı doldurduğunda belimdeki kolları bir süre sonra gevşedi.

''Aklındaki soruyu neden sormuyorsun?''

Sen neredeydin?

''Önemi yok çünkü.''

''Her şeyi öğrenmeni istiyorum, benim hakkımda bizim hakkımızda.''

Bunu bende çok isterim, ama şu an zamanı değil.

''Şu an bir şey söylemek zorunda değilsin Zeyd. Ne zaman kendini iyi hiss-''

''Hiçbir zaman. Eğer böyle bir şey beklersen hiçbir zaman hissetmem.'' benden uzaklaşıp sırtını yatağın başlığına yasladı ve derin bir nefes alarak karşısındaki boş duvara gözlerini sabitledi.

''Bana canının çok pasta çektiğini söyledi. Meğer doğum günüymüş ve hatırlamamışız o da böyle bir yalan söylemiş. Kendimizi bildik bileli doğum günü kutlamadık kutlamayız çünkü babam böyle şeylere inanmaz kutlamamıza da izin vermezdi. Ne yılbaşı ne doğum günü ne de başka bir şey. Çok katı bir adamdı, bizi döverdi. Ben kardeşime elimden geldiğince dokundurtmazdım o yüzden benim kadar dayak yemezdi, ben yokken ancak. Babam sofraya bir şey döksek bile bunun için bizi döven sorunlu bir adamdı çünkü.''

Zeyd'in hayatının zor olduğunu tahmin etmiş az çok duymuştum da ama duyacaklarımı az çok tahmin ederek farkına vardım ki Zeyd'in hayatı bildiğimden ve düşündüğümden daha zorlu geçmişti.

''Kutlamaya kutlamaya unuttuk bizde, o unutmamış. Zaten insan kendi doğum gününü nasıl unutur ki? Pastayı alıp geldim dayak yesem de önemli değildi çünkü kardeşim ilk defa benden pasta istemişti. Geldiğimde onu evdeki tüm hapları içmiş şekilde buldum. Yanında da pasta üzerine konulan not kâğıdı vardı, 'Bu benim ilk ve son doğum günüm, mumu üflediğime göre artık gözüm açık gitmeyeceğim. Sende benim için daha fazla dayak yemeyeceksin abi.' yazmıştı. Çocuk aklı işte bilmiyor intiharın ne kadar kötü bir şey olduğunu. Evde o kadar kötü şeyler görüyor ki en kötüsü bu sanıyor. Annem ve ben sürekli onun için susuyorduk. Buna dayanamamış demek ki, anlamadık. Yıllar sonra onun yerine Defne'yi koydum. Defne kardeşimin en yakın arkadaşıydı bende onun hatırasına sahip çıkmaya çalışıyorum, ne kadar beceremesem de.''

VALENS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin