16. Bölüm | Kuçu Kuçu

9.4K 485 166
                                    


Instagram : Byzloey

Sizleri çok seviyor, iyi okumalar diliyorum. ^^


16. Bölüm | Kuçu Kuçu

7 rings, ariana grande

Ömürde bir olacak bir kalp tutulması yaşıyordum.

Dün gece ömür de bir yaşanacak bir aşk duygusunu ve bunun yanı sıra kalbimin beni arkasında bıraktığı her saniye parçalanıp tekrar birleşmesini hissettim. Hem de saatler boyunca, bu duygu hiç geçmedi. Oraya yaşamam için şart olan bir organmış gibi yerleşti, belki de yavaş yavaş sonumu getirecek bir virüs gibi yapıştı. Hangisi daha uygundu karar verecek akli düzeye saatlerdir sahip değildim. Geceden beri tek düşündüğüm o gördüğüm tek şey ise yeşil gözleriydi. Kulaklarım gece boyu bana sesini üflemişti, tüm güzel sözlerini ve en sonunda sırtını çevirip gidişini.

Buz gibi soğuk havanın bedenime hiç yememiş olduğum kadar sert esişiyle vurduğu tokatla titredim. Kış artık kapıda değildi içerideydi. Kalın Zeyd'e ait olan atkıyı sıkı tutarak boynuma iyice doladım ve beremi aşağı indirdim. Yavaştan karlar atışmaya başlamıştı ve o piti piti yaparcasına bizi yokluyor gibi bir yağıyor bir yağmıyordu. Bunun tek güzel yanı yerlerin buz tutamıyor olmalıydı. Onun harici her belirti dengesiz hayatıma uyum sağlayacak derecede dengesizdi.

Bu yıl kar beklenmiyordu ve beklenmediği halde yağdığına göre herkes kışın geldiğini kabullenmiş görünüyordu. Dışarı çıkıp evin kapısını kapattım, esiyordu. Hatta esmek az kalır vücudumu tokatlıyordu. Önümü iyice kapattığımdan emin olduktan sonra bahçe kapısını araladım ve hızlıca arkamı dönüp kapıyı kapattım.

Gelmişti.

Dün geceden sonra gelmesini beklemiyordum ama gelmişti. Motoruna yaslı vaziyette yorgun gözleriyle beni izliyor sigarasını içiyordu, en azından kapıyı kapatmak için hızla arkamı ona döndüğüm sırada gözlerimin yakaladığı saniyeler içinde bunu görmüştüm. Eğer kokusu rüzgarla bana ulaşmasa bunun uykusuzluğun gösterdiği bir halüsinasyon olduğunu düşünürdüm, çünkü o ve ona ait her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Akıl kaybettiriyordu.

Kapattığım kapının önünde derin bir nefes bıraktım seslice ve ona yüzümü dönüp ağır adımlarla ilerlemeye başladım. Bitmiş bir yüz ifadesiyle ona attığım adımları izliyordu. Üzerinde sadece siyah kapüşonlu bir sweat ve altında siyah dar bir pantolon vardı. Kazağının altından çıkan beyazımsı görüntüyle tarz görüntüsü nefes kesiciydi ama üzerine palto bile giymemesi beni endişelendirdi. Dün öylece arkasına bakmadan giderken de üzerinde bir şey yoktu, çırılçıplak yara içinde kalan vücuduyla soğuk gecenin karları altında öylece dikilmişti.

Dudaklarımı ısırdım, o halde kendisi üşümese de ben arkasında kalmış halde soğuktan tüm hücrelerimle donmuştum. Ceyda kaç dakika sonra gelmişti onu bile hatırlamıyordum, geldiğinde de tek kelime etmemiş sadece motora yönelmiş hassaslıkla beni eve bırakmıştı. Bakışları yumuşaktı ama soru sormamıştı.

O beni eve bırakır bırakmaz attığım her adımdan aldığım her nefese kadar sözlerinin doğruluğunu tarttım. Zeyd'i gerçekte o kadar da tanımadığımın farkına varmıştım ve hala bunu kabullenmeye çalışıyordum. O sandığım elinden kitap düşürmeyen sessizlikle bile etrafı ürkütüp başka bir yola başvurmaya ihtiyaç duymayan çocuk değildi. Onun sessizlikle ürküttüğü etraf onun gerçek yüzünü biliyordu, onun diğer maskesini tanıyordu ve ben onunla henüz yeni tanışma fırsatı bulmuştum.

VALENS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin