''Ah kızım, nerelerdesin sen öyle. Kayboldun kaç gündür yoksun ortalıkta.'' Defne Kemal abiye kocaman sarılırken Tuna'nın desteğiyle her zamanki köşemize doğru ilerledik. Zeyd çekip gittikten sonra tamamen keyfim kaçmış, aklım onda kalmıştı. O gittiğinden beri içim içimi yemişti ama Tuna'nın saçma imaları yüzünden bir taraftan aklım da oyalanıyordu. Tabi saniyeler kadar...
''Buraya gelmeyi iyi akıl ettik. İçimiz şişmişti hastaneden.'' diye söylendi Dağhan hemen soluma otururken. ''Geçmiş olsun kızım. Hayırdır ne bu halin?''
İçimden dayak yedim demek geçse de tabi ki de bunu burada söylemeyecektim. Eğer bunu söylersem yakın arkadaşım olan Ceyda'nın eski sevgilisinin uyuşturucu kaynağını kuruttuğum için beni dövdüğünü söylemem de gerekirdi. Bunu duyduğunda ise yüzüme aval aval bakacağına kesinlikle emindim.
''Kaza geçirdim.'' dediğim sırada Tuna ''Maymun saldırısı.'' diyerek arkasına yaslandı ve bacak bacak üstüne attı. ''Maymun saldırısı mı?'' Defne ile göz göze gelip kıkırdadık, ardından Defne döndü ve ''Şaka yapıyor tontişim.'' diyerek cevapladı Kemal abiyi.
''anladım kızım geçmiş olsun, dikkat et kendine.'' gülümseyerek ''Teşekkür ederim.'' diye mırıldandım. Gerçekten bu adam çok tatlı, çok şeker bir adamdı. Bizim akrabalarımızın aksine!
''İhtiyar Oralet var mı? Portakallısından bir yapsan.'' Tuna'ya baş parmağını kaldırıp ocağa doğru ilerledi. Defne ona yardım etmek için ilerlerken Atilla da arkalarından bir süre bakıp karşıma oturdu.
''Aklın Zeyd yüzünden allak bullak oldu onda kaldı dimi?'' Kafamı hafifçe aşağı yukarı salladım. ''Çocuk patlayacaktı artık, gitsin de hıncını alsın sakinleşsin sende düşünme daha fazla yavrum.'' Tuna'dan Dağhan'a döndüm, tam dudaklarımı aralamıştım ki Ceyda benden önce davrandı. ''Bu kez her zamanki gibi değildi Dağhan, görmeliydin fişek gibi geçti yanımdan. Ben bile korktum, Burçak da hala haber vermedi.'' Dağhan omuz silkip kolunu omuzuma doğru uzattı.
''Eee hasta yavru kuş, sınavlar başladı ne yapacaksın sen?'' Gözlerim unuttuğum sınav zamanlarıyla irileşirken Ceyda gülerek ''Kandırmasana kızı hasta hasta.'' diye Dağhan'a tekme attı.
''Dağhan ya, gerçekten korktum.'' diye mırıldandım arkama geri yaslanırken, elini yanağıma uzatıp bir makas aldı. ''Tamam tamam.''
''Sıcak sıcak için bakalım.'' sabahtan beri sessiz olan Atilla, Defne ve Kemal amca gelir gelmez kocaman gülümsemiş ''Elinize sağlık.'' diyerek otuz iki diş sırıtmıştı.
''Bak sen şu sessiz yalakaya.'' Atilla Ceyda'ya öldürücü bakışlar atınca sessizce gülüp uzattığı bardağı aldım. Defne Atilla'nın yanına oturup bardağından sıcacık olmasına rağmen kocaman yudumlar alırken bende ağzım yanmasın diye yavaşça ufak bir yudum aldım.
Açıkçası hastanede geçen kötü yemekler ve sıkıcı günlerin ardından açık havada sıcak bir alan inanılmaz güzel gelmişti, Burnum sızlamasa çok daha iyiydi ama bununla da gayet iyiydim.
Herkes kendi arasında konuşurken kulağımı onlara yeni açmış, açar açmaz Ceyda'nın telefonunu işitmiştim. Ceyda'nın telefonu çaldığında herkes sessizleşti ve tüm ilgi tamamen Ceyda'ya döndü. ''Burçak, ne yaptın?''
Bir süre Burçağı dinlerken dayanamayıp tam hoparlöre almasını söyleyecektim ki Tuna benden önce davranıp Ceyda'nın elini çekiştirmeye başlamıştı bile. ''Hoparlöre alsana, çatladık burada.''
Ceyda bir yandan Burçağı anlamaya çalışıp bir yandan Tuna'nın elini ittirmekle uğraşıyordu ki kulağı çarpmış olmalıydı çünkü telefon hoparlöre alınmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/247826274-288-k846567.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALENS
Novela JuvenilDüzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmey...