48. Bölüm | Zorunda Olduğum Kişi

1.2K 52 20
                                    




Gecenin bu saatine kadar sürdüğü için üzgünüm ama sonunda neyse ki attım, umarım bölümü beğenirsiniz. Daha önce Dağhan ve Begüm sahnesi isteyen birinin yorumuna denk gelmiştim. Umarım bu bölümü görmüştür çünkü oldukça tatlı sahneler bıraktım aşağıya... Spoi vermeden sizi okumaya uğurluyorum.

Lütfen beğeni atmayı ve yorum yapmayı unutmayın hepsini tek tek okuyor olacağım.

İyi okumalar. ^^


48. Bölüm | Zorunda Olduğum Kişi


Drive Forever + T3NZU


DAĞHAN KIRAN

Elbette her çocuk ister çocukluğunu yaşamayı, çocuk olmayı ve eğlenip oyun oynamayı. Çünkü hiçbir zaman robot değildir çocuklar, olamazlar. Çünkü robotun ne olduğunu bile bilmezler onlar sadece çocuklardır. Onlar emir almazlar çünkü asker değil sadece çocuklardır. Onlar nefes alırlar çünkü onlar insanlardır.

Ben almıyorum, kendimi bildim bileli nefes almıyorum. Çocuk olmanın en güzel yanı geleceğinin ne olacağını bilmemendir çünkü yolunu sen seçersin. Düşmek de senin elindedir ayağa kalkmak ve düşmemekte.

Bu seçimler hiçbir zaman benim elimde olmadı, geçmişimden geleceğime her şeyin planına göre işlediği bir kişi vardı hayatımda çünkü. Yusuf Kıran.

Resmi ve biyolojik olarak babam ama Dağhan Kıran'a göre sadece benim üstüm olan bir asker. Başka hiçbir şey değil, çünkü bu kadar planlı ve bu kadar katı olmasını başka hiçbir kelimeyle açıklayamıyorum.

Ben on yaşında ne yapacağımı bilmezken babam bunu planlamış bir adam, böyle bir adamın çocuğu nasıl olur dersiniz? Takıntılı, mükemmeliyetçi, toplu ya da her konuda bilgili mi?
Sikerler bilgiyi, sikerler mükemmeliyeti ben mükemmeli istemiyorum ben bilgiyi ya da takıntılı olmayı istemiyorum.

Ben sadece nefes almak istiyorum, o lanet toplantılara girmeyi değil araba yarışlarında ortalığın tozunu attırmak istiyorum. O iğrenç ciddi takım elbiselerini değil, salaş siyah bir t-shirt siyah kot ve altımda rahat bir ayakkabıyla keyfime bakmak istiyorum.

Kimseye emir vermek rencide etmek değil insanların yarışta adımı haykırmasını istiyorum.

Çünkü Dağhan Kıran bir holdingin veliahtı olabilir ama sadece Dağhan, yarışların veliahtı olmak istiyor.

Ben dört duvara sığacak bir adam değilim, beni ancak sokaklar sarar. Benim yolumu yalnızca arabalar çizer, benim ışığımı yalnızca yarış ışıkları yakar. Çünkü ben böyle bir adamım, pardon çocuk olmalıyım.
Dağhan Kıran bu yaşta bile adam ama Dağhan bu yaşta olması gerektiği gibi çocuk.

Ve bu çocuk bu gece dört duvar arasına sığacak, çünkü yerini adam olan Dağhan Kıran'a bırakması gerekiyor. Babasının bu gece Dağhan Kıran'a ihtiyacı var.

Babası bu gece bir ortaklık kuracak, onun kuracağı ortaklık için araba yarışından vazgeçiyor bu adam, çünkü zorunda.

''Dağhan!'' aynanın karşısındaki görüntüme baygın bakışlar attım. Beyaz bir gömlek oturmuş vücuduma, hatta biraz fazla oturmuş çünkü hatlarımı oldukça öne çıkarıyor.

Pantolon her zamanki gibi uyum sağlıyor ve ceketle takım tamamen uyum içinde birleşiyor, yatağın üstünde nefret ettiğim o kravat ise bana göz kırpıyor.

VALENS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin