''Annecim neden beni di-'' Annemin peşinden korkuyla ilerlerken, öyle bir hiddetle bana döndü ki olduğum yerde kalmakla yetinmeyip korkarak bir adım geriledim.
''Sus Vera. Şu haline bir bak, yalan söylediğiniz yetmemiş olayların içine karışmışsınız hiçbir şeyden haberimiz yok. Teyzen bir saat mahcup olduğundan dil döktü bana. Yüzün dağılmış, ben annenim haberim yok kim yaptı bilmiyorum, başına ne geldi bilmiyorum. Takıldığın arkadaşlarının hepsi sigara içiyor hepsinin yüzü gözü dağılmış.'' söylediklerinin doğruluk payı tüm yollarımı kapattı ve beni suskunluğa itti.
Babam evde yoktu, annem ise gelmiş anında teyzemi aramıştı. Teyzem İkra'yı almış giderken annemde beni azarlayarak diğerlerinin yanlarından almıştı. Yeni evimize gelmiştik ama incelemeye bile fırsatım olmamıştı. Aklım Zeyd'lerde kalmıştı ve kalbim ağzımda atıyordu. Çok kızgındı, çok da haklıydı. Ben ise bir şey diyemiyordum, demeye bile hakkım yoktu ama annemin bilmediği o kadar şey olmuştu ki şimdi hiç birisini anlatamazdım. Bilirse her şey daha kötüye giderdi.
''Seni yarın okuldan alıyorum ve normal Anadolu okuluna gidiyorsun.'' Annemin söyledikleri beynime ok gibi saplanırken gözlerimin yanmasına engel olamadım. Söylediklerini hazmettim, yutkunup derin bir nefes aldım. ''Yapamazsın.'' dedim resmen fısıldayarak. ''Öyle mi Vera Hanım? Bak yarın nasıl gidip yapıyorum.'' Annemin öfkeli bakışlarının ardından odaya ilerlediğini görünce öne atıldım ve kolunu yakaladım. ''Anne hayır lütfen okulumu seviyorum ben lütfen alma beni.'' Kaşlarını kaldırdı ve hayretle yüzüme baktı. ''Sen ne halde olduğunu görmüyor musun? Burnun hala sarılı duruyor, elmacık kemiğin şiş. Sen yurt dışında okumak istiyordun hayallerin vardı senin ne oldu? Kim bu karşımdaki benim, ben kızımı tanıyamıyorum. Sadece günlerdir ayrıydık en fazla haftalar olsun. Nasıl bu kadar değiştin?'' Aşık oldum...
Aşk insanın gelecek hayallerini, hayatını değiştirir baştan şekillendirirmiş, Bilmiyordum.
''Anne lütfen, biliyorum değiştim gibi görünüyor ama hala hedeflerim aynı ama şu an daha mutluyum, sadece bunu bilsen olmaz mı?'' Duraksadı, kararsız görünüyordu. Kaşlarının baş kısmı yukarı doğru hafif kalktı. Yutkunup yüzünü yüzümden çevirdi, ''Düşüneceğim ama, muhtemelen okuldan alınacaksın heveslenme. Bu halde görmek istemiyorum seni, yoksa ağlayacağım lütfen odana gider misin?'' Yüzüme bakmadığı için sertçe yutkundum, yanan gözlerim doldu ve yaşlar anında gözlerimden firar etti.
Kafamı yere eğdim ve koridora doğru ilerledim. Odam nerde bilmiyordum ki ''İlk sol.'' dedi annem ağlamaklı bir sesle. Beni görmek istemiyordu, kızgındı. Zor günler geçiriyordu ama bende zor günler geçiriyordum. Daha günler önce dayak yemiştim, yeni yangından arkadaşım çıkmıştı. Önceki günlerden bahsetmek bile istemiyordum, ne olursa olsun benim yaşadığım bence daha zordu.
Soldaki kapıyı açtım kapatır kapatmaz yaslanıp ağlayarak yere doğru kaydım. Dizlerimi kendime çektim ve kollarımı dolayıp kafamı kollarımın arasına alıp ağlamaya başladım. Burnum acısa da umurumda değildi, çok dolmuştum artık. Fazlasıyla dolmuştum, ağlamaya devam ettim. Burnum git gide acımaya başladı, acıdığı için de ağladım. Okuldan ayrılmak istemiyordum, söz vermiştim onları kurtaracağıma dair. Yanlarında olmam gerekiyordu, sonunda kendimi fazlalık ya da yabancı hissetmemiştim birilerinin yanında. Onları gerçekten sevmiştim, onların da beni sevdiğini hissetmiştim. Kopmak istemiyordum, Alışmıştım, İkra ile de aram düzelmişti. Zeyd... Onun o orman gözlerini her daim görmek istiyorken nasıl olurda başka yerde okurdum? İçim rahat etmezdi. Tuna'nın dostluğu eskisi gibi olmazdı, diğerleriyle aram şimdiki gibi sıkı fıkı olmazdı, olamazdı. Çünkü görüşmemiz zor olacaktı, aklım da onlarda kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALENS
Roman pour AdolescentsDüzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmey...