1. Talihsiz Karşılaşma.

1K 30 2
                                    

Deniz...
Saat sabah 05:30...ve ben yine erkenden kargalar kahvaltısını etmeden uyandım her sabah olduğu gibi işe gitmek için hazırlandım kendimi süslemek için pek vaktim yoktu buna gerek de yoktu doğrusu. Üzerime ne bulduysam geçirip ayak üstü kahvaltı edip "kahvaltı denilirse" evden çıktım

Arabama doğru irelledim. Ah tanrım o da ne?? Bunu buraya kim park etti Allah aşkına?? nasıl çıkıcam şimdi ben burdan? Arabam 2 arabanın arasnda sıkşmışdı ve çıkmak için 1 mm bile yer yoktu önümdeki aracın arkası boştu ama gelip dibime kadar girmişti. Bu saatde de herkes uyurdu ne yapıcam şimdi ben? Arabanın tekerleğine bi tekme atıp ellerme belime koyup kendimi arabaya yasladım.

O sırada karşı apartmandan biri kızıl kısa saçları, simsiyah spor giyimiyle, kulağında telefon elinde belgelerle hararetli şekilde konuşarak geliyordu. Arabanın sahibi olması için dua ediyodum resmen ama o hiç oralı değildi. Sanırım yanılmıştım. Kafamı çevirip söylenmeye başladım "Ne diye ağzımn içine park edersin ki yer mi yok sanki ehliyeti kasapdan mı aldın..."

O sırada sorgulayan bi ifadeyle bi arabaya bi bana bakan 1 çift gözle buluştu gözlerim. "Bi sorun mu var?" dedi merak içeren ses tonuyla. "Var evet" dedim sinirle. Tekrar sorgularcasna kafasnı salladı. Gözlerimi devirip "Bu arabanın sahibi" dedim nefesmi vererek ve devam ettim "gelip evimin salonuna park etseymiş keşke ne diye böyleleri araba kullanır ki?

Kaşları çatıldı birden bire ve "Evinizin salonu genişse bu sefer orda park ederim hamfendi merak etmeyin" dedi. Kafamı ona çevirip sinirle nefesmi verdim "Ne araba seninmi? 2 saatdir neden söylemiyorsun?" "Be-" bişey söyleyecekken söznü kestim ve devam etdim "İşe de geç kaldım senin yüzünden". Kaşlarını çatıp eliyle kendini göstererek "Benim yüzümden mi?" dedi şaşırarak.

Kafamı sallayıp "Evet, lütfen arabanı çeker misin ve bidaha arabamın dibine kadar girmezsen sevinirim" dedim son sözmü sahte gülümsemeyle taçlandırırken. "Arabanın dibine giren ben değilim yalnız di-" Konuşmasına izin vermeden yine kestim sözünü "Gerçekten bunları dinleyecek vaktim yok SENİN YÜZÜNDEN yeterince geç kaldım zaten arabanı çeker misin artık LÜTFEN" Bu 2 sözü bastırarak söylemiştim.

Çatık kaşlarıyla bana baktı ve bi hışımla arabasna binip yolumdan çekti. Ben arabama binerken arkamdan "Bişey değil" dedi. Gözlerimi devirip gaza basdım. Gerçekden uğraşamazdım ve geç kalmıştım.!

Azra...
Gece geç saate kadar çalıştığım için uyuma gereği duymadan tekrar işe gitmek için hazırlandım. Duş alıp üstümü giyindim ve sert bi kahve içtim kendime gelmek için ardından dosyaları alıp evden çktım.

Arabama doğru irrelledim o sırada telefonum çaldı ben telefonla konuşurken arabamn dibnde durb söylenen bi kadınla karşılaştım. Çok güzeldi kıvırcık saçları ve alnına düşen kahkülleri ayrı bi hava katıyodu, sabahın ilk işıklarıyka aydınlanan hava gözlernin mavisini daha çok ortaya çıkarıyodu ama bi o kadar da sinirden koyulaşmıştı gözleri. Hiç bozuntuya vermeden devam ettim gözlermi mavi gözlerine dikip öylece izledim.

Telefon konuşmam bitince sorunun ne olduğnu anlamaya çalştım. Muhtemelen park meselesiydi. Akşam geldiğimde sadece tek araba vardı oda karşımda sinirle duran boncuk'un olmalıydı, bende önüne park ettim ama şimdi arkasnda bir araba daha vardı muhtemelen benden sonra park etmiş. Tabi arabası 2 araç arasnda sıkışınca sinirlenmişti haliyle ama hamfendi beni suçluyordu.

Yaşadığı bütün talihsizlikleri benm üstüme yıkarak bana açıklama imkanı bile vermedi. Ben az önce buna güzel mi demiştim? Unutun gitsin gıcık ve şımarığın teki. Arabamı çektirdi ve teşekkür bile etmeden çıkıp gitdi. Gerçekten ben az önce ne yaşadım? her neyse daha fazla uğraşamam arabama binip bende işe gitdim.

Deniz...
Nihayet işe gelmiştim ama korktuğm başıma gelmişti geç kalmıştım hemen soyunma odasına girip üstümü değiştim asistan kıyafetlermi giyinip üzerine beyaz önlüğümü de geçirip steteskopu boynuma taktım ve çıktım evet ben bi cerrahiye asistanıydım ve 3. yılımdı.

Gittiğimde hoca herkese dosyaları ve görev dağılımını dağıtmışdı bile uzakdan benim gelmemi bekliyordu azarlamak için. Yaklaştığımda konuştu "Deniz geç kaldığın için sana bugün ameliyat yok küçük, sizin değiminizle 'ayak işleriyle' uğraşıcaksın" olamaz hayır bana bunu yapamazdı hemen itiraz etmek için konuşacakken "Ama hoca-" sözmü bitirmeme fırsat vermeden "İtiraz mı ediyosun?" dedi kaşlarını çatarak.

Derin bir nefes aldım gözlermi kapattım ve içimden ona küfürler savurdum, kime mi? Tabiki geç kalma sebebime. Gözlerimi açtım Hoca sorgulayan gözlerle ve çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Sıkıntıyla nefesimi verip "Hayır efendim" deyip dosyaları aldım.
"İyi bende öyle düşünmüştüm, hadi işinin başına" dedi.

Belli bugün bitmeyecekti anlaşılan. En azından benim için. Hoca hemşireleri bütün ayak işlerni bana yönlendirmeleri için tembihlemişti. Onlar da her küçük şeyi bana söylüyordu. Arada itiraz edince hocayla göz göze geliyorduk. Beni mi izliyor bu kadın? anlamıyorum. Bütün günüm küçük dikişlerle, pansumanlarla ve dosya doldurmakla geçmişti. Kahr etsin.

Akşam olmuştu, tam bitrdim kendimi boş gördüğm koltuğa yaydım gözlermi biraz dinlenmek için kapattımderken hemşirenin sesiyle nefesmi sinirle verdim "Deniz hanım" ilknde ses vermedim ama yine seslenince "Yine ne var bi bitmediniz ya" dedim bıkkınlıkla "Efendim ama Hoca-" "Tamam tamam söyle noldu" diyerek ayağa kalktım.

Acile doğru irellerken o sırada hemşire hasta hakkında bilgileri veriyordu "Efendim ateşli silah yaralanması 27 yaşlarnda bayan. Kurşun sağ omzundan sıyırmış, hayati tehlikesi yok, bilinci açık, kan kaybı vardı ama kontrol altına alndı". "Tansiyonu ölçüldü mü" "Evet efendim" "Kan grubunu öğrenin kan bankasından 1 unite kan isteyin bulunsun elimizde her ihtimale karşı". "Tabi efendim hemen, buyurun hasta burda". dedi kapıyı göstererek "Tamam sen gide bilirsin dediklermi yap" dedim.

Kafasnı sallayıp gitti. Ben de odanın karşısnda durup elmi kapıya koydum derin bi nefes alıp açtım kapıyı, odaya girince küçük bi şok yaşadım kaşlarım istemsizce havalanırken, gözlerim şaşkınlıkla açıldı ardından hemen kendime gelip kafamı salladım ve ona doğru yürüdüm " Sen Nasıl??"...

Deniz Demir

Deniz Demir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Azra Kaya

Azra Kaya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin