19. Aşk?

266 24 5
                                    

Deniz...
Azra bütün ters davranışlarıma rağmen yine de bana iyi davranıyordu. Benimle ilgileniyordu ve aşırı tolerans gösteriyordu. Gören de bana kör kütük aşık sanacaktı. Aramızda bi etkileşim vardı doğru bunu inkar edemem. Ama sadece o kadar. Aşk söz konusu değildi. Olamazdı da. Buna izin vermezdim.

Kahvaltı yaptıktan sonra arkama yaslanıp manzarayı seyretmeye başladım. Üzerimde bi çift gözün olduğunu hissedince ona döndüm. Bi bana bi tabağıma bakıp "e sen bişey yemedin ama boncuk" dedi. "Yok ben doydum, zaten kahvaltı yapmadığımı sana söylemiştim" dedim.

Kafasını iki yana sallayarak "olmaz öyle ama bak buranın reçeli meşhurdur hiç dokunmamışsın bile" deyip ekmeği reçele sürüp "gel" deyip bana doğru uzattı. Kaşlarımı çatıp şaşırarak "Azra napıyorsun?" dedim. "Hadi ama boncuk aç ağzını bak kolum ağrıdı" deyip zar zor ağzıma tıkıştırmıştı. "Heeh beğendin mi?" diye sorunca ona baktım. Gözleri birden dudaklarıma kaydı.

Tekrar elini bana doğru uzatıp parmağıyla dudağıma bulaşan reçeli sildi. Ardından kendi ağzına götürdü. Dudaklarını yalayıp bana bakarken "böyle daha güzel oldu sanki" dedi. Onun bu haraketi beni gülümsetirken gözüm saate takılmıştı. "Azra kalkmamız lazım artık" dedim. "Tamam kalkalım" dedi tam o sırada  "Azra?" diye gelen sese doğru ikimiz de kafamızı çevirdik.

Yaşlı bi adam bize doğru yürüken Azra da yüzünde oluşan tebessümle "Haydar abi" deyip adama doğru yürüdü. İkisi sarılırken ben onları izledim. "Nerelerdesin sen deli kızım uğramıyosun da hiç". "Öyle oldu abi ya işler falan biliyosun" "Biliyorum biliyorum dikkat ediyosun kendine dimi?" "Ediyorum abi merak etme sen".

Onlar konuşurken adam bana doğru dönüp "Hanım kızımız kim?" diye sordu. Azra bana bakıp gülümserken "Arkadaşım Deniz" dedi. "Öyle mi memnun oldum kızım" deyip elimi sıkınca "ben de" deyip sıktım.

Ardından Azra'ya dönüp "Burçin kızım nerelerde? O da yok ortalıkta" deyince Azra gerilerek bana baktı ardından adama dönüp "2 ay önce tayinini istedi başka şehire, şimdi burada bi görev için geldi yine gidecek" "A öyle mi? Hazır buralardayken onu da alıp gelirsin artık" deyince tekrar bana döndü "tabi abi geliriz geliriz. Müsadenle" deyip gitmek için haraketlendi.

Adam kafasını sallayıp gidince Azra bana yakınlaşıp elini belime atıp yürümem için destekledi. Elini belimden indirip bişey söylemeden önden yürümeye başladım o da bişey demeyip  arkamdan geldi, mekandan çıktık.

Arabaya binip hastaneye doğru giderken Azra bana bakıp "sen iyi misin?" diye sordu. Kafamı ona çevirip "olmamam için bi sebep?" dedim  "ne bileyim bi gergin gibisin" dedi. "Sana öyle gelmiştir canım" deyip sahte gülümsememi yüzüme takındım. O da "peki tamam" deyip yola döndü. Gergindim evet o kızın ismini duyunca geriliyordum.

Hastaneye gelince arabayı durdurup bana döndü "hayatımda yaptığım en güzel kahvaltıydı" deyince "bıraktığın için teşekkürler" dedim. İnmek için haraketlenirken "akşam kaçta alıyım seni aşkım" deyince ona döndüm.

Kaşlarımı çatıp sinirle ona bakarken "tamam ya sinirlenme şaka yaptım" dedi ellerini yukarı kaldırarak. Kinayeyle gülüp "akşam Burçin'i de alıp ihtiyarı ziyarete gidersin artık" dedim. Ağzını açıp bişey diyecekken "iyi günler komiser" deyip  arabadan indim.

Azra...
Deniz benim sabrımı sınamakta devam ediyordu. Ama unuttuğu bişey vardı ben inatçı bi insandım. Benden hoşlandığını biliyodum. Ama bunu bi türlü kabul etmek istemiyordu. O akşamdan sonra benden hep kaçıyor gibiydi. Ben ona bir adım attıkça o geriye gidiyor gibi. Ama benim de adım Azra'ysa seni yola getirmesini bilirim Deniz hanım.

Deniz bana yine lafını sokup gitmişdi. Ne kadar kabul etmese de Burçin meselesine bozulduğu aşikardı. Burçin'in sevgilim olmadığını biliyordu. Ama eski sevgilim olduğunu daha bilmiyordu. Asıl öğrenirse o zaman ipler kopardı işte.

Yine benim konuşmama fırsat vermeden esip geçmişti zalımın kızı. Olsun onun bu halleri bile fazla çekici ve hoş. Bana noluyor ya iyice liseli aşıklara bağladım. Aşk...Deniz'e aşık mı oluyordum bilmiyorum ama, tek bildiğim onu her an yanımda istediğimdi. Derin bi nefes alıp Deniz'in etkisinden çıkıp arabayı emniyete sürdüm.

Emniyete geldikten sonra Yankı'yla selamlaşıp odama geçdik. Ben önden gidip koltuğuma otururken o da arkamdan gelip kapıyı kapattı. "Naber amirim? A o da ne siz mutlu musunuz bana mı öyle geliyor?" dedi koltuğa otururken. Gülümseyip "her zamanki halim oğlum" dedim koltuka bi sağa bi sola dönerken.

Gözlerini kısıp "yok yok var sende bi haller" dedi. Ardından "yoksa Burçin'le barıştınız mı?" deyince göz devirdim. "Ne alaka şimdi Burçin ya". "O zaman Deniz?" deyince yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım. "Tabi ya seni yere bakan yürek yakan kaptın dimi kızı" dedi gülerek. "Ya oğlum o nası söz yok öyle bişey" dedim gözlerimi kaçırarak.

"Hadi hadi bilirim ben hadi yine iyisin" dedi kafasını sallarken. "Yankı saçmalama abi" dedim. Ardından kaşlarını çatıp "bana bak Burçin biliyor mu? Valla öğrenirse kan çıkar benden söylemesi" dedi ellerni yukarı kaldırarak. "Birincisi Burçini ilgilendiren bi durum yok. İkincisi ortada bir durum bile yok oğlum sende abartın" "iyi peki öyle olsun bakalım" deyip göz kırptı.

O sırada kapı tıklandı. İçeri bi memur girip "efendim baş komiserim sizi odasına bekliyor" dedi. Kafamı tamam anlamnda salladım. Yankıyla bir birimize bakıp "yine ne oldu acaba" dedi. Bu sefer de ben "öğreniriz şimdi" deyip ayağa kalktım. Odaya doğru irelledik.

Kapıyı çalıp içeri geçtiğimzde Burçin odadaydı. Onu görünce biraz duraksayıp içeri geçdim. Yankı da ardımdam girdi. Baş komiser "çocuklar hoş geldiniz oturun" deyince oturup ona baktık. "Sizi buraya çağırmamdakı sebep şu, Burçin'e bi teklif sunmuştum. Düşünmesi için zaman tanıdım. O da kararını verip bana geri dönüş yaptı" dedi.

Kafamı çeirip Burçin'e baktım sorgulayan gözlerle. Benden gözlerini kaçırıp amire döndü. Ben de tekrar dönüp dinledim "Burçin artık bundan sonra bizimle çalışacak"

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin